Esas No: 2014/7895
Karar No: 2016/9131
Karar Tarihi: 01.12.2016
Nitelikli dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/7895 Esas 2016/9131 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-TCK"nın 158/1-h,52/2,53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet
2-TCK"nın 207/1,53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın mağdur adına internet sözleşmesi düzenleyerek, bilgisi olmaksızın zararına hareket etmek suretiyle üzerine atılı suçları işlediği iddia edildiği olayda;
Sanık ifadesinde abonelik sözleşmesini kendisinin düzenlemediğini ifade ettiği,mağdur ise gerek kolluk gerekse karar sonrası gönderdiği beyanlarında,internet aboneliği için tanık...’a başvuruda bulunduğunu,adına telefon hattı olmadığı için internet aboneliğinin olamayacağını öğrendiğini ancak eşi adına telefon hattı bulunduğunu,kendisinin internet sözleşmesinden vazgeçtiğini, sanığın sonradan zararını karşıladığını ve şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tesbiti için, ... nolu telefon hat sahibinin kim olduğu ve bu telefonda kayıtlarda belirtilen adres sanığa ait adres olup olmadığı tesbit edilerek, mağdurun eşi olan ....’ın bu konuda beyanı alınıp internet hattını kullanılıp kullanılmadığı, rıza verip vermediği açıklığa kavuşturularak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, mağdurun önceden verdiği açık ya da örtülü rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde, mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığının ileri sürülemeyeceği, bu rızaya dayanarak başkasının yerine imza atan kimsede suç kastının varlığının kabul edilemeyeceği hususunun sanığın kastı yönünden tartışılmak ve suçun sübutu halinde, zararın hüküm tarihinden önce karşılanıp karşılanmadığı, sanık hakkında TCK’nın 168/2 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirerek suretiyle,sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 01.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.