Taraflar arasında görülen davada;
Davacı vekili, 717 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın protokol gereği davalı Derneğe devredildiğini, ancak taşınmazın protokol hükümlerine aykırı olarak üçüncü kişi tarafından kullanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve eski hale getirilmeyi talep etmiştir.
Davalı vekili yanlar arasında yapılan kira sözleşmesi gereği 717 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın kullanıldığını ileri sürerek, kira sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusu olduğundan Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, yanlar arasında aktedilen sözleşmenin kira sözleşmesi niteliğinde olduğunu ve 6570 sayılı Yasa nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, 717 ada 4 parsele elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; taraflar arasında 20.8.2007 tarihli ve taşınmazın kullanımını belirleyen protokol düzenlendiği; davanın Milli Savunma Bakanlığı tarafından, Türkiye Emekli Subaylar Derneği aleyhine açıldığı; sözü edilen protokolde taşınmazın kısmen veya tamamen bir başkasına devredilemeyeceğinin öngörüldüğü; buna rağmen davalı derneğin dava dışı kişiye burayı kiraya verdiği, bu nedenle 1.7.2009 tarihinde anılan protokolün feshedildiği; böylece davalı derneğin tasarrufunun hukuksal dayanağının kalmadığı anlaşılmaktadır. Esasen, protokolün geçerliliği (hukuksal varlığını koruduğu) bir an için düşünülse bile, protokol hükümlerine aykırı davranılarak kiraya verilmiş olması karşısında davacının TMK."nın 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına dayalı eldeki davayı açabileceği tabidir.
Öte yandan, yanlar arasında bir kira ilişkisi kurulmadığına göre iddia ve davanın 6570 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde tahliye davası gibi yorumlanması doğru değildir.
Hal böyle olunca, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi davasında işin esasına girilerek, taraf delillerinin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, aksine düşüncelerle görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.