Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, Bakanlar Kurulu Kararı ile davalı Belediye"ye devredilen 34 parsel sayılı taşınmazın devir amacına aykırı kullanılması nedeniyle hakemde açılan mülkiyetin tespitine ilişkin dava sonunda Hazineye aidiyetinin tespitine karar verildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kesinleşen hakem kararı ile taşınmazın mülkiyetinin Hazine"ye ait olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.11.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ....ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli taşınmazla ilgili olarak davacı Hazine Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde hakem sıfatıyla açtığı mülkiyetin aidiyetinin tespitine ilişkin dava sonunda mülkiyetin Hazineye ait olduğuna 26.12.2006 tarih 2001/1 esas-2006/3 sayı ile karar verildiği, anılan kararın 13.11.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 29.6.1938 tarih 3533 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince umumi mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediye veya hususi idarelere ait Daire müesseseler arasındaki ihtilafların tahkim yolu ( hakem marifetiyle) ile çözümlenmesi gerekeceği muhakkaktır.
Davadaki tarafların ise anılan yasanın 1. maddesinde belirtilen kuruluşlardan olduğu ve dava sebebinin taşınmazın aynına yönelik bulunduğu da sabittir. Ne var ki, 3.7.2003 tarihinde kabul edilip 19.7.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 Sayılı Yasanın 24. maddesi ile 3533 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmü değiştirilmiş, taşınmazın aynı ile ilgili ihtilaflar bu maddenin kapsamı dışına çıkarılarak çekişmelerin genel mahkemelerde çözüme kavuşturulacağı hükmüne bağlanmıştır. Görev kuralı kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden (resen) gözetilmesi gerekli bir kuraldır.
Bu duruma göre anılan hakem kararının kesinleştiğinden söz edilemez. Kesinleşme şerhi verilmiş olması da hukuksal bir sonuç doğurmaz.
Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hakem kararı esas alınarak hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 25.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.