Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8109 Esas 2011/11698 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/8109
Karar No: 2011/11698
Karar Tarihi: 22.11.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8109 Esas 2011/11698 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, taşınmazı satın alan davacının davalı şirketten satın aldığı tarihten itibaren taşınmazı bedelsiz kullanmaya devam edeceği vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazı tahliye etmek için taahhütte bulunmasına rağmen davalının taşınmazı tahliye etmemesi üzerine açılmıştır. Davalı, taşınmazı kira ilişkisine dayalı olarak kullandığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davalının taşınmazda kiracı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak yapılan incelemede, davalının taşınmazı kullandığı kira sözleşmesinde, taşınmaza paydaş olan hissedarların iştirak etmediği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, geçerli bir kira akdinin varlığından söz edilemeyeceği ve davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu sonucuna varılmıştır. Karar, HUMK'nun 428. maddesi gereğince bozulmuştur. İlgili kanun maddeleri: TMK'nun 691 ve 683. madde.
1. Hukuk Dairesi         2011/8109 E.  ,  2011/11698 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARTAL 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 02/03/2011
    NUMARASI : 2009/266-2011/144

    Taraflar arasında görülen davada:
    Davacı,1287 ada 17 parselde kayıtlı kargir fabrika binasını 23.2.2008 tarihinde davalı şirket ortaklarının da aralarında bulunduğu hissedarlardan satın aldığını, taraflar arasında düzenlenen 16.2.2008 tarihli kati satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalı şirketin 1.4.2009 tarihine tadar taşınmazı bedelsiz kullanmaya devam edeceği ve bu tarihte taşınmazı tahliye etmek için taahhütte bulunduğunu, ancak süre dolmasına karşın davalının taşınmazı tahliye etmediğini ileri sürüp elatmanın önlenmesini ve ecrimisil istemiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazın davacıya satışından önce 1.1.2008 tarihli kira sözleşmesi uyarınca kullandığını,16.2.2008 tarihli kati satış vaadi sözleşmesinde ve tahliye taahhhüdünde bulunanın kendileri olmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının taşınmazda kiracı sıfatıyla bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.11.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat .. ile temyiz edilen vekili Avukat ...geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece davalı tarafın kiracı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1287 ada 17 parsel sayılı taşınmaza 27.2.2008 tarihinde davacı şirketin satın alma yoluyla malik olduğu, davalı şirketin ise taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı ancak taşınmazı tasarruf ettiği anlaşılmaktadır.
    Davalı taraf, taşınmazı kullanma sebebinin kira ilişkisine dayalı olduğunu bildirerek 1.1.2008 tarihli kira sözleşmesini dosyaya ibraz etmek suretiyle fuzuli şagil olmadığını savunmuştur.
    Gerçektende 1.1.2008 tarihli kira sözleşmesinin tetkikinden sözleşmenin düzenlendiği tarihte taşınmazda kira sözleşmesinde kiralayan sıfatıyla imzaları bulunan İ. H. A. ile İ. A. dışında başka paydaşların bulunduğu,belirli bir orandaki payın da elbirliği mülkiyetine tabi olduğu görülmektedir.
    Hemen belirtmek gerekirki, geçerli ve korunması gerekli bir kira akdinin kabul edilebilmesi için TMK"nun 691. maddesi ve 6.5.1955 tarih, 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazın kiralanmasında esas alınan 27.11.1946 tarih,28/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında öngörüldüğü şekilde paylı mülkiyette pay ve paydaş çoğunluğunun elbirliği mülkiyetinde ortaklığı oluşturan tüm hissedarların sözleşmeye iştirak etmesi gerekir. Oysa yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetildiğinde taraflar arasında geçerli bir kira akdinin varlığından söz edilemeyeceği gibi böylesi bir kira akdinin de TMK"nun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı sahibi olan davacıyı bağlayacağı da kabul edilemez.
    O halde, iddiada ileri sürülen istekler gözetilmek suretiyle yapılan ve yapılacak araştırma, inceleme sonunda meydana gelecek duruma göre bir karar verilmesi gerekirken ,yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla ) HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara