Esas No: 2011/9632
Karar No: 2011/11649
Karar Tarihi: 21.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9632 Esas 2011/11649 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GİRESUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2011
NUMARASI : 2010/26-2011/156
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, ortak miras bırakanları H. G.’nin kayden malik olduğu 403 ve 405 parsel sayılı taşınmazları hata ve hile sonucunda tapuda satış göstermek suretiyle ara malik oğlu N. G.’ye temlik ettiğini, anılan kişinin de vasiyetname yoluyla taşınmazı davalı olan oğlu M. G.ye devrettiğini, temliklerin miras hukukuna aykırı yapıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının değiştirilmesine karar verilmesini istemiş, aşamalarda verdiği ıslah dilekçesi ile de temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu belirterek miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğini bildirmiştir..
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; temlikin muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak miras bırakanları H.G.’nin eşinden miras yoluyla intikal eden çekişmeli 403 ve 405 parseldeki ¼ payını, 05.12.1988 tarihinde oğlu olan davalıya satış yoluyla temlik ettiği ve N. tarafından da vasiyet yoluyla 22.01.2007 tarihinde diğer davalıya devredilerek onun adına sicil kaydı oluştuğu anlaşılmaktadır.
Gerçekten de; miras bırakan tarafından davalının, murisi N. yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Esasen mahkemenin kabulü de bu yöndedir.
Hemen belirtilmelidir ki; davalı ara malik N.’ın oğlu, murisin torunudur. Muvazaalı işlemi T.M.K’nun 1024. maddesi hükmü uyarınca bilen ve bilmesi gereken konumdadır. O halde aynı Yasanın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanma olanağı bulunamamaktadır. Öyle ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.