Esas No: 2015/10613
Karar No: 2016/8877
Karar Tarihi: 23.11.2016
Nitelikli hırsızlık - kamu malına zarar verme - konut dokunulmazlığının ihlali - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/10613 Esas 2016/8877 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli hırsızlık, kamu malına zarar verme, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : 1- TCK"nın 142/1-b, 143/1, 31/3, 62 ve 53/1-2-3.
maddeleri gereğince mahkumiyet (2 kez)
2- TCK"nın 142/1-a, 143/1, 35/2, 31/3, 62, 50/1-a ve
52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
3- TCK"nın 152/1-a, 31/3, 62, 50/1-a ve 52/2-4.
maddeleri gereğince mahkumiyet
4- TCK"nın 116/4, 31/3, 62, 50/1-a ve 52/2-4.
maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli hırsızlık, kamu malına zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hükümler, suça sürüklenen çocuk tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
A- Kamu malına zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 152/1-a ve 116/4. maddelerindeki mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları için öngörülen cezaların türü ve üst sınırına göre, 10/02/2010 olan hüküm tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
B- Nitelikli hırsızlık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuğun hırsızlık suçunu geceleyin işlemiş olması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 17.09.2013 tarih ve 2013/2-499-375 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 3. fıkrasında dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin de göz önünde bulundurulacağı belirtilmiş olup, buna göre dava zamanaşımının hesaplanmasında esas alınacak hapis cezasının üst sınırının suç tarihinde yürürlükte olan aynı kanunun 143. maddesi gereğince 6 yıl 8 ay olacağı da dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d ve 66/2. maddeleri gereğince asli dava zamanaşımının 10 yıl, kesintili zamanaşımının ise 15 yıl olacağından, zamanaşımı sürelerinin gerçekleşmediği belirlenerek yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocuğun, suç tarihinde gece vakti ..."nun pencerelerini zorlayıp kırmak suretiyle okula girdiği, okulun kantin bölümüne kapıyı zorlamak suretiyle girdiği ve bu bölümden 10 TL para ile 100 TL değerinde bisküvi aldığı, ayrıca okul müdür yardımcısı Yahya Kaplan"ın odasına girip 10 TL civarındaki madeni parayı çekmeceden aldığı, okulun muhtelif bölümlerinde bulunan bilgisayar kasa ve aksamlarını götürmek üzere okul giriş kapısı iç kısmına kadar taşıdığı, fakat okul dışına çıkarmadan orada bıraktığı şeklindeki olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5395 sayılı Kanun"un 3/a-2 maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması,
2- 5560 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 24. maddesinin 1. fıkrasına göre, suç tarihi itibariyla suça sürüklenen çocuğa atılı nitelikli hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamında olduğu da gözetilerek, CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde yazılı usule göre suça sürüklenen çocuk ve mağdura uzlaşma teklif ve ihtarında bulunulmadan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
3- 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, suça sürüklenen çocuklar için hükmedilen hapis cezası nedeniyle haklarında aynı kanunun 53/1. maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
4- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesi uyarınca çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, TCK"nın 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/11/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.