Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/11988 Esas 2022/4423 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/11988
Karar No: 2022/4423
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/11988 Esas 2022/4423 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/11988 E.  ,  2022/4423 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi

    Bölge adliye mahkemesince sanıklar hakkında terör örgütünün propagandasını yapmak suçuna yönelik kesin olarak verilen hükümler yönünden, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine, anılan Kanuna eklenen 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından; sanıklar müdafinin duruşmalı inceleme isteminin CMK'nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığı görüldü;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanıklar müdafii tarafından sunulan 08.11.2019 tarihli temyiz başvuru dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki temyiz talebinin reddi şeklindeki görüşe iştirak edilmemiştir.
    I-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelemesinde:
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ... ve müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
    II-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelemesinde:
    Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri “doğrudan doğruyalık- vasıtasızlıktır.” Bu nedenle CMK'nın 193/1. maddesinde “sanık olmaksızın yargılama olmaz” genel kuralına yer verdikten sonra istisnalar CMK'nın 193/2, 194/2, 195, 196, 200/1 ve 204. maddelerinde gösterilmiştir. Sanığın kabulüne bağlı olarak alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis cezası gerektiren suçlar hariç olarak istinabe yoluyla sorguya çekilebilecektir. Görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu yapma imkanı CMK 196/4. madde hükmüne göre mümkün kılınmıştır.
    Somut olaydaki hukuki sorun sanığın görüntülü ve sesli iletişim tekniğini kullanarak duruşma çıkmak istemediğini beyan ederek SEGBİS ile duruşmada hazır bulunmaması karşısında, bu sistemle savunma alınması durumunda, savunma hakkının kısıtlanarak adil yargılama ilkesinin ihlal edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
    Duruşmada hazır bulunmak isteyen sanığın, duruşmada hazır bulundurulması sadece ödev değil aynı zamanda bir haktır. (Y.C.G.K. 10.06.2008, 9-148/169 s.k.)
    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesine göre;
    Cezai bir suç ile itham edilen herkesin, kendini savunma, iddia tanıklarını sorguya çekme veya çektirme, duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercüman yardımından para ödenmeksizin yararlanması haklarını güvence altına almıştır. Duruşmada hazır bulunmaksızın bu hakları nasıl kullanabileceğinin anlaşılması zordur. (Colozza v. ... 12 Şubat 1985)
    Adil bir ceza yargılaması sürecinin oluşumunda sanığın mahkeme nezdinde hazır bulunmasının büyük önemi bulunmaktadır. (... v. ... 22 Eylül 1994) Bunun sebebi hem adil yargılama hakkının mevcudiyeti hem de beyanların doğruluğunun anlaşılması ve mağdur ile tanıkların beyanlarıyla karşılaştırılmasıdır. (Sedoviç v. İtalya)
    Temyiz aşamasında davalının duruşma salonunda şahsen hazır bulunması ilk derece mahkemesinde görülmekte olan duruşmalarda hazır bulunmasına nispeten daha az önem arzetmektedir. (... v. ..., 19 Aralık 1989)
    Adaletin gerçekten adil bir şekilde sağlanmasının demokratik bir toplumda

    tuttuğu yer göz önünde bulundurularak savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik her bir tedbirin ciddi şekilde gerekli olmasına işaret edilmiştir. Daha az kısıtlayıcı bir tedbirin bulunması halinde o uygulanmalıdır. (Van Mechelen ve diğerleri)
    Sözleşme ile garantiye alınan hakkın kullanılmasından vazgeçilmesi, bunun açıkça söylenmesi ile mümkün olabilir. (.../...)
    CMK'nın genel ilkeleri ve 196. maddedeki düzenleme dairemizce benimsenen Y.C.G.K.'nın 10.06.2008 tarih ve 9-148-169 sayılı kararı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin İçtihadları göz önünde bulundurulduğunda; duruşmada hazır bulunma hakkı adil yargılama kapsamında değerlendirilmekte olup, bu hakkın sınırlanması ancak ciddi şekilde gerekli olması halinde istisna olarak uygulanmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ... ... v. ... kararı temyiz duruşmasına ilişkindir. Bu nedenlerle kovuşturma aşamasında;
    1-Genel kural sanığın duruşmada hazır bulundurulmasıdır. Bu hak ciddi nedenlere dayalı olarak mahkeme kararı ile sınırlandırılabilir.
    2-İlk ve son savunmanın yapıldığı, esasa ilişkin delillerin toplandığı oturumlara sanığın SEGBİS yoluyla katılması açık kabulüne dayalı olmalıdır.
    3-Sesli ve görüntülü yöntemle savunma alınması halinde sanık müdafiisinin talebi durumunda sanığın yanında bulunma olanağının sağlanması; koşulları gerçekleştiğinde savunma hakkının kısıtlanmadığı kabul edilebilecektir.
    Tüm bu açıklamalar karşısında; ... 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan tutuklu olarak bulunan sanığın, ... yoluyla yapılan duruşmaya çıkmak istemediğini belirtmesine rağmen duruşmada hazır edilip savunmasının alınmaması ve duruşmadan bağışık tutulma talebi olmayan sanığın başka suçtan tutuklu olmasına rağmen, son celse yokluğunda duruşma yapılarak yargılamaya devamla karar verilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK’nın 193 ve 196/1. maddelerine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın ... 24. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara