Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/9712 Esas 2015/12179 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9712
Karar No: 2015/12179
Karar Tarihi: 30.11.2015

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/9712 Esas 2015/12179 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2015/9712 E.  ,  2015/12179 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

    Hakaret suçundan şüpheli ... ile yaralama suçundan şüpheli ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, ...Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/07/2013 tarihli ve 2013/99059 soruşturma, 2013/46517 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 24/10/2013 tarihli ve 2013/1166 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/05/2014 gün ve 183386 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
    İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." şeklindeki düzenleme karşısında, her ne kadar atılı suçların işlendiğine dair somut, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse de Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, atılı suçun işlendiği hastane gibi kalabalık bir mahalde suça şahit olması kuvvetle muhtemel tanıkların olup olmadığını araştırmaksızın ve olay mahalli olan hastane kamera kayıtlarını inceletmeksizin, dolayısıyla şüphelilere isnat edilen suçlara ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına yarar her türlü delilin, resen ve etraflıca araştırılarak ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz mahiyetteki kolluk soruşturma evrakı üzerine hiçbir işlem ve araştırma yapmaksızın eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    I-Olay:
    Hakaret suçundan şüpheli ... ile yaralama suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, delil yetersizliği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, müşteki şüpheli ... vekilinin karara süresinde itirazı üzerine, mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyerek, reddeden merci kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Bu durum delil değerlendirmesini gerektirir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması için yeterli olduğu kanaatine varırsa dava açacak, aksi durumda takipsizlik kararı verecektir. Bu nedenle savcının delilleri değerlendirme yetkisi vardır. Aksi durumun kabulü her ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet savcısının kamu davası açmasını, delil takdirinin ise mahkemeye bırakılmasını gerektirir ki bu kabul lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir.
    İnceleme konusu somut olayda; şüpheli ..."ın hakaret suçunu, diğer şüpheli ..."in ise yaralama suçunu işlediklerine dair müştekilerin beyanı dışında kamu davası açmayı gerektirir nitelikte delil bulunmadığı, müşteki şüpheli ..."ın kendisine yönelik yaralama eylemine yönelik tanık göstermediği, hastane kamera kayıtlarının incelenme talebinin ise olayın üzerinden 2 yıl geçmesi nedeniyle bulunmasının mümkün olmayacağı anlaşıldığından, itirazın reddine dair merci kararı yerinde görülmekle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
    IV- Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 30.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara