Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/11663 Esas 2010/798 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/11663
Karar No: 2010/798

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/11663 Esas 2010/798 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kira alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi nedeniyle itirazın kaldırılması için mahkemeye başvurmuştur. Mahkeme, istemin reddine karar vermiştir. Davacı, kira sözleşmesi gereği kira parasının ödenmediği gerekçesiyle kiralananın tahliyesi ve icra tazminatının verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket, kira sözleşmesini imzalayan kişinin temsil yetkisinin olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, imza incelemesi yapılması gerektiğini ancak dar yetkili mahkemede bakılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Yüksek Mahkeme, kira sözleşmesinin şirket adına usulüne uygun olarak imzalandığını ve temsil yetkisi bulunduğunu belirterek davacının talepleri doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda, 2577 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 74/1 maddesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 292. maddesi açıklanmıştır.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/11663 E.  ,  2010/798 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... İcra Mahkemesi

    İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi nedeni ile davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, 01.01.2009 başlangıç tarihli 1 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi gereği, kiracı olan davalı .... Şti. ile kira sözleşmesi yapıldığını, 2008 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları kirası aylık 7,500.-TL üzerinden toplam 30.000.-TL kira parası ödenmediği için icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edildiğini, haksız itirazın kaldırılarak takibin devamı ve kiralananın tahliyesi ile % 40 icra tazminatı verilmesini istemiştir. Davalı şirket vekili Hüseyin Mat, kira sözleşmesini imzalayan ...’ın şirketi temsile yetkisi olmadığını, bu nedenle şirket adına kira sözleşmesi imzalayamayacağını, şirketi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı sözleşmenin şirketi bağlamayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, takip dayanağı kira sözleşmesine ve sözleşmedeki imzaya açıkca itiraz edilmesi nedeni ile imza incelemesinin dar yetkili mahkemede bakılamayacağından davanın reddine karar verilmiştir.
    Taraflar arasında düzenlenen 01.01.2009 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesinin davacı ile davalı şirket adına genel vekaletnameye istinaden şirket müdürü ... arasında imzalandığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı şirket yetkilisi Hasan Mat’ın 07.04.2004 07.04.2009 tarihleri arasında 5 yıllık süre ile münferiden tek başına davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmıştır. İmza sirkülerindeki genel yetki gereğince şirketi temsil ve ilzama münferiden yetkisi bulunan ...’ın şirket adına kira sözleşmesi imzalama yetkisi bulunduğunun kabulü gerekir. 01.01.2009 tarihinde taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi tek başına şirket adına imzaya yetkisi bulunan ... tarafından usulüne uygun olarak, şirket kaşesi basılarak imzalanmıştır. Kira sözleşmesini imzalayan ...’ın davalı şirketi ilzama yetkili olmadığı ve vekalet görevi bulunmadığının ileri sürülmesinin,
    şirket ile kira sözleşmesini imzalayan kişi arasındaki iç ilişki olması nedeni ile iyi niyetli üçüncü kişileri bağlaması düşünülemez. Bu durumda dava süresinde açıldığına göre itirazın kaldırılmasına, takibin devamına yapılan ödemelerin göz önüne alınmasına ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 1.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara