Esas No: 2022/17553
Karar No: 2022/4919
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/17553 Esas 2022/4919 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2022/17553 E. , 2022/4919 K."İçtihat Metni"
İNCLENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 30.06.2021 tarih ve 2019/5375 esas – 2021/4540 karar sayılı ilamı ile; Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.03.2018 tarih ve 2017/151 esas – 2018/115 sayılı kararının “sanığın eylemlerinin bir bütün halinde örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülmesi” gerekçesiyle bozulmasına yönelik karar verilmesine müteakip aynı mahkemenin 06.01.2022 tarih ve 2021/379 esas – 2022/6 karar sayılı 5271 sayılı Kanunun 24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı Kanunun 36. maddesiyle değişik 307/4 maddesine göre vermiş olduğu Direnme kararı temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Yargıtay 16. Ceza Dairesi ile yerel mahkeme arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında suç vasfında yanılgıya düşülmesine ilişkin ise de öncelikle, yerel mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan hakkında kamu davası açılan sanığın, Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılaması neticesinde mahkûmiyetine yönelik hüküm kurulduğu, Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.03.2018 tarih ve 2017/151 esas – 2018/115 karar sayılı mahkumiyet hükmünde,
Sanığın dosya kapsamındaki deliller ışığında örgütün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimsediği ve gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine tabi olduğu, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü adına süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk gösteren faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmakla üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçe gösterilerek sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan hüküm kurulduğu, bu karara yönelik istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye 2. Ceza Dairesince 18.02.2019 tarih ve 2018/1935 esas – 2019/136 sayılı kararıyla “istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine” yönelik karar verildiği, bu kez de sanık müdafii tarafından istinaf kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından 30.06.2021 tarih ve 2019/5375 esas – 2021/4540 karar sayılı ilamıyla “örgütün hiyerarşik yapısına organik bağ ile dahil olarak, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren faaliyetlerde bulunduğuna ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmayan sanığın, mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına uygun biçimde sübutu kabul edilen eylemlerinin bir bütün halinde örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,” gerektiği belirtilerek bozulmasına yönelik karar verildiği, Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesince bozma öncesi verilen 12.03.2018 tarihli kararda, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan karar vermesine rağmen bozma kararı üzerine vermiş olduğu direnme kararında, önceki mahkûmiyet hükmünde yer almayan ve Dairemizin denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle mahkûmiyet hükmü kurduğu, anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi Dairemiz tarafından yapılması gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında, vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Bozma üzerine yapılan yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, her ne kadar bozma öncesi dosya kapsamına alınan deliller ışığında sanığa atfedilen eylemlerin örgüte yardım suçunu oluşturduğu konusunda bir tereddüt bulunmamakta ise de; özellikle bozma kararı sonrasında dosyaya geldiği anlaşılan ve mahkemenin kabulünde yeni gerekçe olarak gösterilen tanıklar ... ...ve ...’ün “sanığın ... FETÖ yapılanmasını yöneten kişilerden olduğuna” ilişkin beyanları gözetildiğinde; hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği; aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, silahlı terör örgütüne üye olmak suçuna ilişkin mahkumiyete yönelik vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.