Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/8518 Esas 2010/226 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/8518
Karar No: 2010/226
Karar Tarihi: 19.1.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/8518 Esas 2010/226 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Karar, bir tahliye davasına ilişkindir. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan kira sözleşmesi, taşınmazın niteliği olarak \"akaryakıt istasyonu ve yıkama yağlama yeri\" olarak belirtilmiştir. Mahkeme, taşınmazın niteliği ve üstün vasfı üzerinde durmadan, taşınmazın 6570 sayılı yasaya tabi olduğu varsayımıyla koşulları oluşmayan davanın reddine karar vermiştir. Ancak Borçlar Kanunu'nun 262. Maddesi gereğince, taşınmazın musakkaf olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Hükümün bu nedenle bozulması kararlaştırılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu'nun 262. Maddesi
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/8518 E.  ,  2010/226 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak niteliği itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 1.12.1992 tarihli ve 15 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu kira sözleşmesinde taşınmazın niteliği "akaryakıt istasyonu ve yıkama yağlama yeri" olarak belirtilmiştir. Mahkemece taşınmazın niteliği ve üstün vasfı üzerinde durulmadan taşınmazın 6570 sayılı yasaya tabi olduğu varsayımıyla koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir. Taşınmazın kira sözleşmesinde açıklanan niteliğine göre musakkaf olup olmadığı Borçlar Kanunu"na mı yoksa 6570 sayılı yasaya mı tabi bulunduğunun belirlenmesi gerekir. Zira taşınmazın Borçlar Kanunu"na tabi olması halinde Borçlar Kanunu"nun 262. Maddesi gereğince akit süresiz hale gelmişse altı aylık dönemler için üç ay önce davalıya feshi ihbar tebliğ ettirmesi ve o dönemin sonunda da tahliye davasının açılması gerekir. Altı aylık dönemin birinde tebliğ ettirilen ihtar ancak o dönemin sonunda dava açma hakkını verir. Daha sonra ki dönem için hukuki sonuç doğurmaz. Borçlar Kanunu kapsamına giren yerlerin tahliyesi için koşulları taşıyan feshi ihbar yeterlidir. Başka bir sebep aramaya gerek yoktur. Bu nedenle mahkemece olay mahalline keşif yapılarak taşınmazın hakim vasfıyla musakkaf nitelikte bulunup bulunulmadığının bu manada Borçlar Kanunu"na mı yoksa 6570 sayılı yasaya mı tabi bulunduğunun belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara