Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/31297 Esas 2022/9710 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/31297
Karar No: 2022/9710
Karar Tarihi: 18.05.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/31297 Esas 2022/9710 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, 5607 sayılı yasaya muhalefet suçundan dolayı verilen yerel mahkeme hükümünün incelenmesi sonucunda, müşteki Gümrük İdaresi vekilinin katılma talebi hakkında karar verilmemiş olmasına rağmen, suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu göz önüne alınarak, şikayetçi kurumun suçtan zarar görme olasılığına göre sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenmiştir. Mahkeme, sanığın hukuki durumu tayin edilip takdir edilmek üzere, 5607 sayılı yasanın değişik maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenmesi gerektiği, ancak karma uygulama yapılarak hükmün yazılı şekilde tesisi nedeniyle bozulması gerektiği sonucuna varmıştır. Ayrıca, akaryakıtın tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin Hazine adına irad kaydına, edilmemiş ise müsadere edilmesi gerektiği ve davaya katılma talebine karar verilmeyen Gümrük İdaresi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, hüküm 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 5607 sayılı Yasası: 3/11. madde, 3/5, 3/10. madde ve fıkraları, 3/22, 5/2. maddeleri
- 6455 sayılı Yasası
- 6545 sayılı Yasası
- 7242 sayılı Yasası
7. Ceza Dairesi         2021/31297 E.  ,  2022/9710 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

    SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Müşteki Gümrük İdaresi vekilinin katılma talebi hakkında karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı CMK'nun 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu gözetilip, şikayetçi kurumun suçtan zarar görme olasılığına göre sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu nazara alınarak suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11-son. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken karma uygulama yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
    2-Davaya konu akaryakıt hakkında 18.11.2013 tarihinde tasfiye kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, akaryakıt tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin Hazine adına irad kaydına, tasfiye edilmemiş ise müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3-Davaya katılma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmeyen Gümrük İdaresi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    Yasaya aykırı, müşteki Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara