Esas No: 2022/3522
Karar No: 2022/10706
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/3522 Esas 2022/10706 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/3522 E. , 2022/10706 K."İçtihat Metni"
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na aykırı davranmak eyleminden kabahatli ... hakkında 314,00 Türk lirası idarî para cezası uygulanmasına dair ... Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünün 18/05/2021 tarihli ve MA ... sayılı trafik idarî para cezası karar tutanağına karşı yapılan başvurunun kabulü ile düzenlenen trafik para ceza tutanağının iptaline dair ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/06/2021 tarihli ve 2021/4844 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 15/02/2022 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/04/2022 tarihli ve KYB. 2022-26286 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1-5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 22/4, 28/1-a ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 12. maddeleri uyarınca kabahat eyleminin ...-... yolu ...mevkiinde ... Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünün, görev çevresinde gerçekleşmesi sebebiyle ... mahkemelerinin kabahatlinin başvurusunu incelemekle yetkili ve görevli olması karşısında, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 28/1-a maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2-... Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünün 18/05/2021 tarihli ve MA ... sayılı trafik idari para cezası karar tutanağının, olay esnasında aracı sevk ve idare eden ... adına, söz konusu aracın durdurulmak suretiyle adı geçenin yüzüne karşı sürücü belgesi esas alınarak düzenlenmiş olmasına karşın, taraf sıfatı bulunmayan ...'in başvurusunun, husumet yokluğu sebebiyle 5326 sayılı Kanun'un 28/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
Kabule göre de;
3-Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 14/10/2020 tarihli ve 2020/3161 esas, 2020/12796 karar sayılı ilâmında yer alan ''...5326 sayılı Kabahatler Kanunundan önce de yürürlükte bulunan 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda "görev suçu" - "kişisel suç" ayrımına gidildiği, o tarihte yürürlükte bulunan 765 sayılı (mülga) TCK'da "suç" kavramının ve tanımının "cürüm ve kabahatler"den oluştuğu, 2802 sayılı Kanun'da kastedilen "kişisel suç" deyiminin, hakimlerin görevleri sırasında veya görevleriyle ilgili işledikleri suçlar dışındaki tüm "cürüm ve kabahatleri" kapsadığı, 5326 sayılı Kanun ile kabahate konu fiillerin değil kabahat fiili karşılığında öngörülen yaptırımların değiştiği, keza 2802 sayılı Kanunda eskiden suç kapsamında olan ve kabahatten ayrı bir kavram olan cürümlere özgü bir soruşturma ve kovuşturma usulü getirilmediği gibi, bu hususta cürüm ve kabahat ayrımına da gidilmediği, dolayısıyla 2802 sayılı Kanun'da bu tanımla eski yasadaki tüm suçlar yönünden, cürüm ve kabahat ayrımı yapılmaksızın ve her iki eylemi de içine alacak şekilde, hakimlerin işlediği iddia edilen kahabatlerin de "kişisel suç" tanımı içinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla;" şeklindeki açıklamalar ile sözü edilen mevzuat ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kolluk tarafından hakim ve savcı hakkında idari yaptırım karar tutanağı düzenlenmesinin akabinde, Sulh Ceza Hakimliğinden bu konuda bir talepte bulunulduğunda, usulden ret kararı verilmesi gerekmekte olup, ortada ister idari yaptırım tespit tutanağı ister idari para cezasına ilişkin idari yaptırım karar tutanağı olsun, hâkim ve savcıların kişisel suç kapsamında değerlendirilen ve idarî para cezasını gerektiren eylemleri için idarî yaptırım uygulanmasını engelleyen herhangi bir hüküm bulunmadığı, son soruşturma mercii olarak ilgili hakim ve savcının görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet başsavcılığınca talepte bulunulması üzerine aynı yer ağır ceza mahkemesince eğer tespit tutanağı var ise, idari yaptırım uygulanmasına veya uygulanmasına yer olmadığına, idari para cezası var ise bu kez idari para cezası iptal edilerek kabahatli hakim ve savcının kabahat eyleminin sübut bulması halinde idari yaptırım kararını kendisinin verebileceği, aksi kanaatte ise idari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına dair karar verebileceği...'' şeklindeki açıklamalar değerlendirildiğinde, anılan Hakimliğin işin esasına girme yetkisi bulunmadığından usulden ret kararı verdikten sonra dosyayı son soruşturma mercii olarak ilgili hakim ve savcının görev yaptığı yerin bağlı olduğu Bölge Adliye Mahkemesinin bulunduğu yerdeki İl Cumhuriyet Başsavcılığına göndermesi gerektiğinin gözetilmemesinde, isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğinde yer alan hususlardan (1) ve (2) numaralı nedenler yerinde görüldüğünden, ... Sulh Ceza Hakimliği'nin 24/06/2021 tarihli ve 2021/4844 değişik iş sayılı kararının CMK'nun 309/4-c maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek ve yeniden yargılamayı gerektirmemek üzere BOZULMASINA, bozma nedenine göre kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğinde yer alan hususlardan (3) numaralı neden bakımından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 06.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.