Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4564 Esas 2022/7073 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4564
Karar No: 2022/7073
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4564 Esas 2022/7073 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/4564 E.  ,  2022/7073 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Mahkemenin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından karar düzeltme aşamasında bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "Dosyadaki tüm bilgilere göre dava konusu taşınmazın bulunduğu ... Köyünde yapılan genel arazi kadastro çalışmalarının 03.12.2006 ila 04.01.2007 tarihleri arasında ilan edildiğinin, bu çalışmalarda tescile konu taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiğinin anlaşıldığı, böyle bir yerin kazanılabilmesi için kamunun yararlanmasına terk ve tahsis edilen yerlerden bulunmaması ve paftasında gösterildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edilmiş olması gerekirse de somut olayda dava konusu taşınmaz 2006 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmalarında paftasında yol olarak bırakıldığına ve davanın da askı ilan süresi içinde ve 04.01.2007 tarihinde açıldığına göre, paftasında gösterildiği tarihten itibaren kısa süre içerisinde açılan davaya bakılmasının, paftasında gösterildiği tarihten geriye doğru kazanmayı sağlayan sürenin nazara alınmasının gerektiği ve bu nedenle, davanın paftasında gösterildiği tarihten itibaren süresinde açılan bir dava olarak kabulü gerektiği açıklanarak, Mahkemece; öncelikle, fotogometri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ile dayanak kayıtları kadastro tespit tarihinden 15-20 yıl öncesine ait streoskopik hava fotoğrafları ve fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal memleket haritaları ilgili yerlerden getirtildikten sonra, bir ziraat mühendisi, bir jeoloji mühendisi ve bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogometri) mühendisi aracılığıyla yukarıda değinilen belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yerin belirlenmesi, akabinde hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steoskopik aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğünün, kamu malı yol niteliğinde bulunup bulunmadığının belirlenmesi, hava fotoğrafları ve memleket haritası ile irtibatlı kroki düzenlettirilmesi, yine fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığının saptanması, ziraat bilirkişiden zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, kaç yıldır tarım arazisi olarak kullanıldığı, kamu malı niteliğinde bulunup bulunmadığı yönlerinde rapor alınması, komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarının uygulanması, bu taşınmaza sınır olarak nasıl nitelendirdiklerinin araştırılması, mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, davacıların taşınmazı adlarına tespit edilen parsellerle birlikte kullanıp kullanmadıkları, kamu malı yol niteliğinde olup olmadığı, yolun içme suyu getirtilmesi çalışmalarında açılıp açılmadığı sorulup kesin tarih ve olgulara dayalı açık yanıtlar alınması, paftaya göre yol 2 sayılı parselde sonlandığına göre herkesin yararlandığı çıkmaz yol niteliğinde bulunup bulunmadığının belirlenmesi, jeolog bilirkişiden sınırda Karasin deresinin etkisi altında bulunup bulunmadığı, dere yatağından elde edilip edilmediği hususlarında rapor alınması, 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde yer alan kısıtlamalar açısından araştırma yapılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, kadastro paftasında yol olarak gösterilen ve 01.04.2019 tarihli raporun ekinde krokide gösterilen ‘A’ (yol) ve ‘B’ (yol) işaretli alanlara ilişkin kadastral yolun iptal edilerek; TMK 713 maddesine uygun olarak zilyetlerinin davacılar olduğu anlaşıldığından, koordinatları 01.04.2019 tarihli raporun ekindeki krokide gösterilen, sınırları kırmızı, içi mavi ve çizgili olarak olan ‘A’ ve ‘B’ taşınmazlarının davacılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan Hazine vekili ile ... vekili tarafından esasa ve yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, Mahkemece bozma gereklerine uygun biçimde karar verildiğine göre, davalılardan Hazine vekili ile ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davalılardan Hazine vekili ile ... vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, tescil istemine ilişkin olup Mahkemece, davanın niteliğine göre, yasal hasım konumunda bulunan davalıların vekalet ücreti dahil hiç bir yargılama giderinden sorumlu tutulamayacakları gözetilmeden, aleyhlerine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz ve bozmayı gerektirmekte ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 3 bendindeki "Alınması gerekli 673,13 TL harçtan, peşin olarak alınan 157,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 515,84 TL harcın davalılar ... ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığından alınarak Hazineye gelir olarak kayıt edilmesine, Davacılar tarafından yatırılan 157,29 TL harcın ... ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığından alınarak davacılara verilmesine" ifadesinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve yerine "Alınması gerekli 673,13 TL harçtan, peşin olarak alınan 157,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 515,84 TL harcın davacılardan tahsiline" ifadesinin eklenmesine; hükmün 4. fıkrasındaki "Davacılar tarafından yapılan 3.488 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine" ifadesinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve yerine "Davanın niteliği gereğince davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına"; hükmün 5. fıkrasındaki "Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.400,00.-TL’nin davalılardan alınıp davacılara verilmesine, yargılama giderlerinin davalılar üzerine bırakılmasına" ifadesinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve yerine "Davacılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" ifadesinin eklenmesine, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 15.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara