Esas No: 2021/10755
Karar No: 2022/7481
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/10755 Esas 2022/7481 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/10755 E. , 2022/7481 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ: ... Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2924 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro sırasında ... İli ... İlçesi Aşağı ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 372 ada 6 parsel sayılı 254,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmaz üzerindeki binanın ... oğlu ...’in tasarrufunda olduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve 09.03.2000 tarihinde tescil edilmiştir.
Davacı ..., tapunun 19.1.1969 tarihli 141 sırasında kayıtlı bulunan çekişmeli taşınmazı davalı ...’den Üsküdar 3. Noterliğinin 17.08.1993 tarihli “gayrimenkul satış senedi” ile satın aldığını, bilahare söz konu taşınmaz üzerine üç katlı bina inşa ederek 20 yılı aşkın süredir de zilyetliğinde bulundurduğunu, daha evvel taşınmazın tapu kaydının evveliyatı orman olduğu gerekçesi ile iptal edildiğini, buna karşın 6292 Sayılı Kanun’un 7/1 – b maddesi uyarınca taşınmazın bila bedel iadesi gerektiğini ancak bu husustaki taleplerinin karşılanmadığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhlerin terkinine karar verilmiş; hükmün davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince HMK.'nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince ... Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/72 Esas ve 2018/189 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmiş ve iş bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un "2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar " başlıklı 7. maddesinde; " (1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi halinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
2. Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
3. Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
4. Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda izah edilen 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, idareye geniş takdir yetkisinin tanındığı görülmektedir. Zira, idarece iade başvurusu yerinde görülerek taşınmaz iade edilebileceği gibi onun yerine rayiç bedelini ödeyebileceği veya rayiç bedeline uygun başka taşınmaz verebileceği hatta idarenin kanunda belirtilen gerekçelerle taşınmazı iade etmeyebileceği anlaşılmaktadır.
Bu noktada kısaca idari eylem ve idari işlemi tanımlamak gerekirse; idari eylem, kamu idare ve kurumlarının kamu görevine ilişkin, idare hukuku kural ve gereklerine göre yaptığı olumlu veya olumsuz davranış ve fiillerden ibarettir. İdari işlem ise, idari kanunlara dayanılarak yapılan muamelelerdir. İdarenin eylem ve işlemleri, onun kamu hukuku alanındaki kamu gücünü (kamu otoritesini) kullanarak, idare hukuku kural ve gerekleri uyarınca yaptığı faaliyetlerin, hukuki ve maddi hayattaki görünümleridir.
Somut olayda davacı ..., dava dilekçesinde, çekişmeli 372 ada 6 kayden maliki olan ...'den satın aldığını ve taşınmazın satın alma tarihinden beri zilyetliğinde bulunduğunu, evveliyatında taşınmazın bayii durumundaki ... adına olan tapu kaydının hükmen iptal edilerek Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazın bedelsiz iadeye ilişkin 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesi kapsamında Hazine adına olan tapusunun iptalini ve adına tapuya tescilini talep etmektedir. Dolayısıyla, eldeki davanın hukuki dayanağı ve sebebi 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesindeki bedelsiz iade müessesesidir. Nitekim davacı, dava dilekçesinde idarenin bedelsiz iade taleplerini yerine getirmediğini ve tapuda ferağa yanaşmadığını dile getirmektedir.
Konuya ilişkin olarak yukarıda değinilen kanun hükümleri ve davacının eldeki davadaki talebi ile bunun dayanağı birlikte irdelendiğinde; dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iade şartlarını taşıyıp taşımadığı, idareye başvurup başvurmadığı hususlarının saptanması ve sonrasında dayanak tapunun 7/1-a ve b bentlerinde belirtilen nitelikleri taşıyıp taşımadığı, tapu kaydı belirtilen nitelikleri taşısa bile, taşınmazın bedelsiz iade edilebilecek nitelikte olup olmadığı, taşınmazın yerine rayiç bedelin ödenmesi ya da rayiç bedele uygun taşınmaz verilip verilmeyeceği yönünden ayrıca bir belirleme yapılması şeklindeki faaliyetlerin birer idari işlem olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacı ..., tapu iptali ve tescil isteminde bulunsa da maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava; davacı ya da bayii lehine henüz sicile yansıtılmamış olan mülkiyet hakkının doğmuş olması nedeniyle, tapu iptali ile tescil niteliğinde olmayıp zaten mevcut olan ve tapu sicilinde kayıtlı olan dayanak tapu kaydı uyarınca bedelsiz iadeye ilişkin idari işlemlerin icrasına yöneliktir. Dolayısıyla işin esasının da idare hukuku ilkelerine göre incelemeye uygun olduğu; davanın kökeninde, çözüme kavuşturulmamış mülkiyet, kadastro vs. gibi hukuki ilişkinin bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, açılan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2. birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtildiği üzere; “İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” ve “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında, idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.02.2019 tarihli ve 2018/820 Esas, 2019/117 Karar ile 28.05.2020 tarihli ve 2020/56 Esas, 2020/309 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Hal böyle olunca; davacının davasının yargı yolu dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, İstinaf Mahkemesince işin esasına girilerek esasa taalluk eden nedenlerle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 14.05.2019 tarihli ve 2018/2630 Esas, 2019/1363 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.