Esas No: 2022/4207
Karar No: 2022/7568
Karar Tarihi: 29.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/4207 Esas 2022/7568 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/4207 E. , 2022/7568 K.Özet:
Afyonkarahisar’da bir taşınmaz üzerinde yapılan kadastro tespitine itiraz davası sonucunda, taşınmazın davacıların mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir. Ancak davalıların temyiz itirazları üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi kararı onamış fakat davalılardan biri kararın düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkeme, bu talebin kabul edilmesi sonucu yapılan incelemede, davacıların taşınmazın tamamına mı yoksa taksimen mi sahip oldukları hususunun açıklığa kavuşturulmadığı gerekçesiyle hükmü bozmuştur. Kararda, HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesinin de belirtildiği görülür.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davacı ...’nın davasının kabulüne, davacı ...’ nın davasının reddine dair kararın davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.07.2019 tarih ve 2019/748 Esas, 2019/5047 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş olup, davalılardan ... tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Afyonkarahisar ili ...., ilçesi ... Köyü / Mahallesi çalışma alanında bulunan 111 ada 79 parsel sayılı 80.600 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı miktarı fazlası olarak Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacılar ... ve ..., ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak, taşınmazın bitişiğindeki 111 ada 59 parsel ile bir bütün halinde babaları ... tarafından satın alındığını ve babalarının vefatından sonra yapılan taksimle 2/3 payının davacı ... 'ya, 1/3 payının ise davacı ...'ya isabet ettiğini ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile belirtilen bu oranlar doğrultusunda taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ...’nın davasının reddine, davacı ...’nın davasının kabulüne, çekişmeli 111 ada 79 parsel sayılı taşınmazın isim ve payları belirtilmek suretiyle ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02/07/2019 tarih ve 2019/748 Esas, 2019/5047 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş ve davalılardan ..., kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, ilk derece mahkemesinin 28.12.2009 tarih ve 1993/64 Esas, 2009/22 Karar sayılı gerekçeli kararının davalı ...’a, 12.08.2011 tarihinde muhatabın yurt dışına gittiğinden bahisle, komşusuna (komşunun ad ve soyadına yer verilmeksizin) haber verildiği belirtilerek Tebligat Kanunu' nun 21. Maddesine göre tebliğ edildiği, bu haliyle söz konusu tebligatın usulüne uygun olduğundan söz edilemeyeceği, davalı Hazine’nin temyizi üzerine yapılan inceleme sonucunda 16. Hukuk Dairesince verilen onama kararının davalıya tebliği üzerine, davalının süresi içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunduğu, bu şekilde davalının hükmü süresi içerisinde temyiz etmiş olduğunun kabulü gerektiği, ancak Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02/07/2019 tarih ve 2019/748 Esas, 2019/5047 Karar sayılı kararı ilamıyla yapılan temyiz incelemesinde, henüz gerekçeli kararı tebliğ almamış ve temyiz dilekçesini sunmamış olan davalı ...’un temyizinin incelenmediği anlaşıldığından, Yargıtay (Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 02/07/2019 tarihli ve 2019/748 Esas, 2019/5047 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, davalı ...’un karar düzeltme dilekçesinin temyiz isteği olarak kabulü ile temyiz itirazlarının incelenmesine karar vermek gerekmiştir.
1. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Davalı ...’un temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı ... lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; davacı ...’nın taksim iddiasında bulunmuş olmasına, mahkemece keşifte beyanına başvurulan davacı tanığı ...’nın taşınmazı eskiden davacı ve davalı tarafın murisi ...’in kullandığını, komşu taşınmaza uygulanan tapu kaydının da çekişmeli taşınmazı “.....,” okuduğunu ve bu kişinin muris ... olduğunu belirtmesine, davacı ...’in ise taşınmazın kendisine taksimen isabet ettiğini iddia etmesine ve murisin davacıdan başka mirasçılarının da bulunduğunun anlaşılmasına rağmen, Mahkemece taksim iddiası üzerinde durulmamış, çekişmeli taşınmazın taksimen davacı ...’ya isabet edip etmediği hususu açıklığa kavuşturulmamış, davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı hususunda da bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle davacıya taksim hususunda ispat hakkı tanınması, mahallinde keşif yapılarak taksim hususunun hazır olanlardan sorulup çekişmeli taşınmazın davacıya müstakilen intikal edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması ve bundan sonra, temyiz talebinde bulunmayan taraflar yönünden davacı lehine kazanılmış haklar göz önünde bulundurulmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde araştırma ve inceleme yapılmaksızın hüküm kurulması isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.07.2019 tarih ve 2019/748 Esas 2019/5047 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’un temyiz itirazlarının kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davalı ...'a iadesine, 29.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.