Esas No: 2022/564
Karar No: 2022/11406
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/564 Esas 2022/11406 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/564 E. , 2022/11406 K."İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na aykırılık suçundan sanık ...'ın, anılan Kanun'un 56/4. maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 63/10, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62 ve 52. maddeleri gereğince 1.250,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziosmanpaşa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2021 tarihli ve 2017/555 esas, 2021/212 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 01/11/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/12/2021 tarihli ve KYB. 2021/133816 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1)Soruşturma aşamasında sanığa 28/04/2016 tarihli önödeme önerisine ilişkin kararın aynı tarihte tebliğ edildiği, sanığın yasal süresi içerisinde önödeme ihtarına uymadığı gerekçesiyle Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık hakkında 18/10/2017 tarihli iddianame tanzim edilmesi üzerine, Gaziosmanpaşa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2021 tarihli kararı ile sanığın mahkumiyetine dair karar verilmiş ise de, Gaziosmanpaşa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2021 tarihli kararından önce, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 18/10/2017 tarihli iddianamesinden sonra, 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 75 inci maddesinin birinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere; "Failin on gün içinde talep etmesi koşuluyla bu miktarın birer ay ara ile üç eşit taksit hâlinde ödenmesine Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilir. Taksitlerin süresinde ödenmemesi hâlinde önödeme hükümsüz kalır ve soruşturmaya devam edilir." şeklinde bir düzenleme eklenmesine rağmen, soruşturma aşamasında sanığa tebliğ edilen 28/04/2016 tarihli ön edeme emrini müteakip, Mahkemesince 7188 sayılı Kanun uyarınca önödeme hususuyla ilgili olarak taksit miktarlarına ve ödeme şekline ilişkin getirilen düzenlemelere yönelik açıklamaların yer alacağı yeni bir ödeme emrinin sanığa tebliğ edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2)5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251. maddesinde, "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir" şeklinde,
Geçici 5. maddesinde yer alan, "(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla; ...c) 250 nci maddede düzenlenen seri muhakeme usulü ile 251 ve 252 nci maddelerde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanır. d) 1/1/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklindeki düzenlemeler ile,
Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı ile geçici 5. maddenin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu iptal kararının 5271 sayılı Kanun'un 251. maddesinde işaret edilen hakkında basit yargılama yapılması mümkün görülen ancak 01/01/2020 tarihinden önce kovuşturma aşamasına geçildiği için basit yargılama yapılmayan suçlara ilişkin görülmekte olan davalarda gözetilmesinin gerektiği,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 15/10/2020 tarihli ve 2020/8330 esas, 2020/13766 karar sayılı ilamında ''... 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan,...5237 sayılı TCK'nin 7 ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş, ...'' şeklinde belirtildiği üzere,
Somut olayda, sanığın mahkumiyetine konu suçun, 5271 sayılı Kanunu'nun 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, kararın ise 13/04/2021 tarihinde verildiği anlaşılmakla, karar tarihi itibariyle belirtilen iptal kararı sonrasında sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Mahkemesince bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Kanun yararına bozma ihbarnamesinin (2) numaralı maddesi yönünden yapılan değerlendirmede;
Yerel mahkemece 01.12.2020 tarihli celsede, 5271 sayılı CMK'nun 251. maddesi uyarınca basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda değerlendirme yapılarak, genel hükümlere göre yargılama yapılmasına karar verildiği anlaşıldığından,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, CMK'nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına kararın bozulmasına dair talebinin REDDİNE,
II- Kanun yararına bozma ihbarnamesinin (1) numaralı maddesi yönünden yapılan değerlendirmede;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesi içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden, Gaziosmanpaşa 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13.04.2021 tarih, 2017/555 Esas - 2021/212 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 23.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.