Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/6132 Esas 2022/7880 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6132
Karar No: 2022/7880
Karar Tarihi: 11.10.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/6132 Esas 2022/7880 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, kadastro tespitine itiraz davasıdır. Davacı, 130 ada 127 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia etmiştir. Ancak, mahkemece yapılan incelemeler sonucunda tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsamadığı ve davacının iddiasının yanlış olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, davanın reddine ve tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Ancak, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur. Yargıtay’ın bozma ilamında, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince mevki, hudut ve miktarı itibariyle kapsadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkemenin davanın kabulüne karar vermesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak, davalılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuş ve mahkeme kararının onanması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, karar düzeltme talebini kabul ederek Yargıtay kararını ortadan kaldırmış ve yerel mahkeme kararını onamıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi, tapu kaydının taşınmazı kapsayıp kapsamadığının belirlenmesinde esas alınacak hükümleri düzenlemektedir. Ayrıca, kanunda kadastro tarihi, kadastroneticelerinin niteliği ve taşınmazların kayıt esasları gibi konular da düzenlenmektedir.
8. Hukuk Dairesi         2022/6132 E.  ,  2022/7880 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.04.2021 tarihli ve 2019/133 Esas, 2021/3286 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davalılar ... ve arkadaşları vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Mahkemece verilen 12.11.2013 tarihli karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuş olup, bozma ilamında özetle "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, mahallinde yeniden keşif yapılarak, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklar aracılığı ile davacı ve davalı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının 3402 sayılı Kanun'un 20. maddesinde düzenlendiği şekilde zemine uygulanmaya çalışılması, tapu kayıtlarının taşınmazları kapsamadığının anlaşılması halinde, uyuşmazlık zilyetlik hükümlerine göre çözüleceğinden yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan taşınmazların ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarının ayrıntılı ve maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 21.08.2028 tarihinde davanın reddine, dava konusu 130 ada 127 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Anılan hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.04.2021 tarihli ve 2019/133 Esas, 2021/3286 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamında özetle "Mahkemece, davacı tarafın dayandığı 19.11.1938 tarihli ve 1259 sıra numaralı tapu kaydının, dava konusu taşınmaza uymadığı ve taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği, davacı ...’ın İskan Kanunu hükümlerine göre oluşturulan Kasım 1938 tarihli ve 1259 sıra numaralı tapu kaydına dayandığı, Mahkemece keşifte dinlenen yerel bilirkişi beyanlarına göre davacı tarafın dayandığı ve iskanen oluşan 19.11.1938 tarih ve 1259 sıra numaralı tapu kaydının doğusunda okunan “... oğlu ...” tarlasının 130 ada 125 parsel sayılı taşınmaz olduğu, güneyindeki “... oğlu ...” tarlasının 130 ada 126 parsel sayılı taşınmaz olduğu, kuzeyindeki “... oğlu ...” taşınmazının 130 ada 129 parsel sayılı taşınmaz olduğu, batısında okunan “kır”ın ise önceden var olduğu, ancak aradan yıllar geçtiği için anlaşılmadığının ifade edilmiş olması karşısında; davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmazı 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince mevki, hudut ve miktarı itibariyle kapsadığının anlaşıldığı; öte yandan tapu kaydının kadastro sonrasında revizyon görmediği, miktarının 5.000 metrekare olduğu, çekişmeli taşınmazın ise 4.800 metrekare yüzölçümünde olduğu, taşınmazın batısında okunan kır hududu nedeniyle gayrisabit hudutlu olduğu ve miktarı itibariyle geçerli olduğu belirtilmiş; hal böyle olunca da çekişmeli 130 ada 127 parsel sayılı taşınmazın iskanen oluşan tapu kaydı kapsamında kaldığının anlaşılmasına göre Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddedilmesinin isabetsiz olduğu" hususlarına değinilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına karşı davalılar ... ve arkadaşları vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosya kapsamında; Mahkemenin 12.11.2013 tarihli ve karar düzeltmeye konu 21.08.2018 tarihli kararlarına esas alınan keşiflerde alınan beyanlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının dayandığı 19.11.1938 tarihli 1259 sıra numaralı tapu kaydının, doğusunda okunan “... oğlu ...” tarlasının 130 ada 125 parsel sayılı taşınmaz olmayıp bizzat dava konusu taşınmazın kendisi olduğu ve dava konusu taşınmazın evveliyatından beri ... oğlu ...nın zilyetliğinde iken oğlu olan davalı .....,’ın zilyetliğine geçtiği, davalı .....’ın bu mevkide başkaca zilyetliğinde bulunan taşınmaz olmadığı, doğudan komşu 130 ada 123 parselin ise ... oğlu ... adına tespit edilen taşınmaz olduğu, tapu kaydının güneyindeki “... oğlu ...” tarlasının güneydeki tarlayı kullanan...’ın burasını ... ...’den satın alındığı söylenmişse de güneyden komşu 130 ada 126 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu ... adına tespit ve tescil edildiği, tapu kaydının kuzeyinde okunan “... oğlu ...”nin ...’nın dedesinin ismi olduğunu söylemişlerse de kuzeyde 130 ada 129, 128, 121 parsel sayılı taşınmazlar olup bu üç taşınmazın sırasıyla ... oğlu ..., ... oğlu..., ... oğlu ...adına tespit ve tescillerinin yapıldığı, tapu kaydının batısında okunan “....,”ın ise bir kısım beyanlarda öncesinden var olduğu, bir kısım beyanlarda ise hiç olmadığının belirtildiği, zeminde ise tapu kaydına dayalı olarak ...oğlu ...., adına tespit ve tescil edilen 130 ada 132 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dosya arasında komşu 130 ada 132 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas alınan Nisan 1961 tarihli 25 nolu tapu kaydının bulunmaması nedeniyle Dairemizce yapılan geri çevirme ile anılan tapu kaydı istenilmiş, gelen cevaba göre bu tapunun da iskanen oluştuğu ve dava konusu taşınmaz yönünü “... oğlu ...” olarak okuduğu görülmüştür. Öte yandan her yapılan keşiflerde alınan beyanlara göre taşınmazın ... oğlu ...nın oğlu olan davalı....,tarafından tasarruf ve zilyet edildiği, davacı ya da murisleri tarafından kullanılmadığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; davacı tarafın dayandığı 19.11.1938 tarihli 1259 sıra numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsamadığının anlaşılmasına göre mahkeme hükmünün onanması gerekirken, yanılgıya dayalı olarak hükmün bozulduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.04.2021 tarihli 2019/133 Esas, 2021/3286 Karar sayılı bozma ilamını ortadan kaldırılmasına ve 130 ada 127 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki yerel Mahkeme hükmünün ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 11.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Hemen Ara