Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4581 Esas 2022/8015 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4581
Karar No: 2022/8015
Karar Tarihi: 13.10.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4581 Esas 2022/8015 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/4581 E.  ,  2022/8015 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asli müdahil Hazine'nin davasının reddine, davacıların davasının kabulüne karar verilmiş olup, hükmün asli müdahil Hazine vekili ile davacılardan ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Kadastro sırasında, Andırın ilçesi Köklü Mahallesi çalışma alanında bulunan 105 ada 71 parsel sayılı 10.822,97 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
    Davacılar ... ve ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.
    Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı ile aktarılan dava dosyasının birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sırasında, davacı ...’ün vefat etmesi nedeniyle mirasçıları davaya devam etmişler ve ayrıca müdahil Hazine davaya katılmıştır.
    Mahkemece, 04.12.2015 tarihli hükümle verilen, asli müdahil Hazinenin davasının reddine; davacılar ... ve ... mirasçılarının davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazın yarı hissesinin davacı ... adına, yarı hissesinin ise muris ...’ün mirasçıları adına miras payları oranında tesciline ilişkin önceki hüküm, davalılar ... ve ... ile asli müdahil Hazine vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.04.2019 tarih ve 2016/6883 Esas, 2019/2599 Karar sayılı ilamıyla; "kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmasının isabetsizliğine" değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, asli müdahil Hazinenin davasının reddine, çekişmeli taşınmazın 66/22 hissesinin davacı ..., 66/22 hissesinin davacı ... mirasçıları, 11/66 hissesinin davalı ..., 11/66 hissesinin davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, asli müdahil Hazine vekili ile davacılardan ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Müdahil Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.
    2. Davacılardan ... mirasçısı ...’ün temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacılar ... ve ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde el atmanın önlenmesi davası açıldığı, Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında 05.12.2005 tarihinde yapılan keşif sonrası alınan 14.12.2005 tarihli fen bilirkişi raporunda, ek krokide A harfli yerin 39.117,92 m2 olduğunun ve davacıların kullandığının, B harfli yerin 22.128,72 m2 olduğunun ve davalıların kullandığının, C harfli yerin ise 11.520,90 m2 olduğunun ve boş alan olduğunun tespit edildiğinin açıklandığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu alanın C harfli yer olduğu belirlenerek bu bölümün 105 ada 71 parsel sayılı taşınmaz olarak tespit edildiği ve yargılama neticesinde davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle davanın Kadastro Mahkemesine aktarıldğı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; davacılar, dava konusu taşınmazı diğer paydaşların mirasçılarından satış senetleriyle aldıklarını ve babalarından miras yoluyla intikal eden payların toplamı kadar taşınmaz bölümünün kendilerine ait olduğunu ileri sürmüşler; davalılar ise, davacıların paylarından daha fazla yer kullandıklarını, ayrıca taşınmazın taraflar arasında 30 yıl önce taksim edildiğini ve halen bu şekilde kullanıldığını savunmuşlardır.
    Mahkemece, zilyetlik şartlarının davacılar ve davalılar yararına oluştuğu ve taşınmazın (2/3) hissesinin halen davacılar, (1/3) hissesinin ise davalılar ile mirasçıları tarafından kullanılmakta olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle, dava konusu taşınmazın tamamı (66) pay kabul edilmek suretiyle, 2/3' ünün davacı ... ile davacı ... ölü olduğundan ... miraçıları adına miras hisseleri oranında, 1/3' ünün davalılar adına tesciline karar verilmiş ise de, dava dosyası içinde yer alan mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile davacıların taleplerine ilişkin beyanları hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyle ki; yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, dava konusu taşınmazın tarafların ortak miras bırakanlarından kaldığını, davacıların bir kısım mirasçıların paylarını satın aldıklarını belirtmesine rağmen; tarafların, taşınmazın kaldığı kök muris ile aralarındaki mirasçılık ilişkisi, davacılar ve davalıların miras yoluyla intikal eden ve satın alarak sahip oldukları pay oranları, ortak miras bırakanın ölüm tarihine göre taşınmazın müşterek veya elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup olmadığı, taşınmazın tüm hak sahiplerinin katılımıyla usulüne uygun olarak taksim edilip edilmediği hususları her türlü tereddütten uzak olarak tespit edilememiştir. Kaldı ki; uyuşmazlığın aydınlatılması açısından, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda A ve B harfleri ile belirlenen alanların, kimin adına tespit edildiği, itiraz konusu olup - olmadığı ve kim tarafından kullanıldığı gibi hususlar araştırılmamış, davacı ve davalıların bu alanlara ilişkin olarak detaylı beyanları alınmamıştır.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılan keşif sonrası alınan 14/12/2005 tarihli fen bilirkişi raporuna ek krokide belirlenen A ve B harfli yerlere ilişkin tespit tutanakları, oluşmuş ise tapu kayıtları dosya arasına alınmalı, yine, miras ilişkisini kanıtlayıcı belgeler getirtilip taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak, az yukarıda belirtilen hususlar mahalli bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı bir şekilde sorulmalı ve sonrasında toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu hususlar düşünülmeden, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, müdahil davacı Hazine vekilinin temyiz isteminin REDDİNE; davacı ... mirasçısı ...’ün temyiz itirazlarının yukarıdaki (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13.10.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara