Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/3817 Esas 2022/12778 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/3817
Karar No: 2022/12778
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/3817 Esas 2022/12778 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2022/3817 E.  ,  2022/12778 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5411 sayılı Kanuna muhalefet

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Tüm dosya kapsamının incelenmesinde sanık ...' nın suç tarihinde ... A.Ş. ... Şubesinde şube müdürü olarak görev yaptığı, müşteki ...'in şirketinin ekonomik sıkıntı yaşaması üzerine tanık ... aracılığıyla tanıştığı ve şirketlere finansal danışmanlık yaptığını söyleyerek kendisini tanıtan sanık ... aracılığıyla banka müdürü sanık ... ile tanışarak müştekinin yetkilisi olduğu ... Tekstil Ltd. Şti. adına kredi başvurusunda bulunduğu, genel kredi sözleşmesinin müşteki tarafından imzalanarak bankada bırakıldığı, müşteki kredi sonucunu öğrenmek amacıyla sanık ...’yı aradığında ise, sanığın kredisi onaylandığı halde müştekiye kredisinin çıkmadığını söyleyerek ... Tekstil Ltd. Şti. lehine ... sayılı kredili mevduat hesabına aktarılan 50.000,00TL tutarındaki krediyi sahte imzalı dekont ile ... Tekstil Ltd. Şti. yetkililerinin bilgisi dışında sanık ...'e aktardığı, söz konusu eylemin ortaya çıkmaması amacıyla kredinin dönem faizlerinin bir bölümünün sanık ... tarafından tahsis edilen kredi ile tahsil edildiği ancak kredinin ödenmemesi üzerine takip hesaplarına aktarılmasının ardından mudinin olaydan haberdar olduğu, her ne kadar mahkemece 16/10/2008 tarihli dekont üzerindeki imzanın aldatma niteliğinin bulunmaması nedeniyle sanıkların eylemi basit zimmet kabul edilerek 5411 sayılı Kanunun 160/1. maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmiş ise de, kredinin müştekinin genel kredi sözleşmesini imzalaması ve genel müdürlük onayı ile tahsis edilmesinin ardından müşteki yerine sanık ...’e ödenmesi şeklindeki eylemin nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı, kredi çıkartılacağı intiba uyandırılıp müşteki ...'in kredi başvurusu sırasında imzaları alınarak kredinin hileli bu eylemle tahsisinin ve müşteki ...'in şirket hesabına aktarılmasının ardından hesaptan sahte imzalı dekont ile çekilmesinde ise imzanın niteliğinin suç vasfına etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, sanıkların 5411 sayılı Kanunun 160/2. maddesi uyarınca nitelikli zimmet suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Yasaya aykırı, sanık ... müdafii ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıkların cezada kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 14/09/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
    (K.D.)
    KARŞI OY
    Tüm dosya kapsamının incelenmesinde sanık ...'nın suç tarihinde ... A.Ş. ... Şubesinde şube müdürü olarak görev yaptığı, müşteki ...'in yetkilisi olduğu ... Tekstil Ltd. Şti'nin 50.000,00 TL'lik kredi başvurusunda bulunduğu, müştekinin yetkilisi olduğu şirket adına ... ... Şubesinde ... nolu kredili mevduat hesabının açıldığı ve kredi onaylandığı halde sanık ...'nın müşteki ...'e kendisine kredi çıkmadığını söyleyerek, ... Tekstil Ltd. Şti. adına çıkan krediyi sahte imzalı dekontla ... Tekstil Ltd. Şti. yetkililerinin bilgisi dışında sanık ...'e aktardığı şeklindeki olayda sayın çoğunluk ile uyuşmazlığımız sanıkların eyleminin basit banka zimmeti veya nitelikli banka zimmeti olup olmadığı hususundadır.
    Bankacılık zimmeti suçunun nitelikli hali Bankacılık Kanunu'nun 160/2. maddesinde yer almaktadır. Söz konusu fıkraya göre, suçun zimmet fiilinin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde sanığın cezalandırılacağı ifade edilmiştir.
    Görüldüğü üzere kanun koyucu, fiilin suçun açığa çıkmasını önlemek amacıyla hile kullanılarak işlenmesi halini cezayı ağırlaştıran bir durum olarak kabul etmiştir. Gerçekten suç işleyen bir kişinin fiilin zaten kınanan ve toplum tarafından kabul edilemez bir davranış iken, bir de kişinin bu fiilini saklamaya yönelik hileler yapması, yaptığı fiilin daha ağır bir cezayla cezalandırılmasını gerektirmektedir.
    Bu nitelikli halin tespiti için her şeyden önce somut olayda "hileli bir davranışın bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Bunun ardından ise bu hileli davranışın suçun açığa çıkarılmasını engellemek amacıyla kullanılıp kullanılmadığının tespiti gerekir. Somut olayda bu iki durumun varlığı ve hilenin zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya elverişli olması halinde, zimmet suçu daha ağır bir ceza ile cezalandırılacaktır.
    Arapça asıllı bir kelime olan hile; "aldatacak tarz, tertip ve oyun" anlamına gelmektedir. Hukuki anlamda hile, kişinin aldatılarak iradesinin sakatlanmasıdır. Doktrinde ise, hile gerçekte mevcut olmayan bir hususu mevcut göstermek veya gerçekleşmiş bir vakıayı olduğundan başka türlü ya da hiç vaki olmamış gibi göstermek suretiyle bir insanın yanılgıya sevk edilmesidir. Hilenin her somut olaya göre ayrıca tespit edilmesi gerekmektedir. Bir olayda hilenin bulunması tek başına nitelikli hali oluşturmaz. Bunun yanında yapılan hileli davranışın suçun ortaya çıkmasını engellemek bakımından elverişli olması gerekir. Şayet hileli davranışta bulunulmuş olmakla birlikte bu davranışın aldatıcı bir niteliği bulunmuyor, suç ilk bakışta edilebiliyorsa o takdirde nitelikli zimmet halinin varlığından söz etmek mümkün değildir.
    Zimmet suçunun nitelikli hali için istenen hileli davranış suçun işlenme aşaması ile ilgili değildir. Burada hile, sadece zimmet olgusunun sonradan anlaşılmamasının önüne geçilmek amacıyla gerçekleştirilmektedir. Burada hilelinin mağduru bankadır. Banka kendi iç işleyişinde basit bir inceleme ile bu hususu doğrulayabiliyorsa temel banka zimmeti suçu oluşacak, ancak banka dışında yapılacak bir inceleme ile hile ortaya çıkarılacaksa nitelikli müştekiye ait kredi başvuru belgeleri ve sözleşme üzerindeki imzalarla, sahte mudi imzası taşıyan fişteki imzalar karşılaştırılıp, mudi yerine atılan imza basit bir inceleme ile anlaşılmadığı takdirde eylem nitelikli zimmet suçu aksi takdirde basit zimmet suçunun oluştuğu kabul edilmektedir.
    Somut olaya gelince; bankaca mudi imza kartelası kontrol edilmeden mudiye ve sanıklara da ait olmayan ve basit bir inceleme ile ortaya çıkabilecek, iğfal kabiliyetine sahip olmadığı mahkemece tespit edilen imza ile banka parasının zimmete geçirilmesi şeklindeki sanıkların eylemlerinin basit banka zimmeti suçunu oluşturduğu ve mahalli mahkemenin kararı isabetli olduğundan sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.
    ...
    (Muhalif Üye)

    Hemen Ara