Esas No: 2021/1384
Karar No: 2022/11767
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/1384 Esas 2022/11767 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/1384 E. , 2022/11767 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, bazı sanıklar beraat ederken diğer sanıklar hakkında hükümlülük ve müsadere kararı verilmiştir. Gümrük İdaresi vekili, beraat eden sanıklar hakkında temyiz talebinde bulunmuş, ancak temyiz itirazları reddedilmiştir. Diğer sanıkların avukatları ile Gümrük İdaresi vekili, mahkumiyet hükmüne karşı temyiz taleplerinde bulunmuşlardır. Yargıtay Ceza Dairesi, suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanıkın eylemlerinin zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir edilmesi gerektiği konusunda yerel mahkemenin daha detaylı bir değerlendirme yapması gerektiği sonucuna varmıştır. Ayrıca Yasaların 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi, 5607 sayılı Yasanın 3/18, 3/5, 3/10, 5/2, 13/1, 54/4, 7242 sayılı Yasanın 61. ve 63. maddeleri bu kararda belirtilen önemli kanun maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... haklarında beraat, diğer sanıklar hakkında hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Katılan Gümrük İdaresi vekilinin sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelemesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan Gümrük İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanıkların beraatine yönelik hükmün ONANMASINA,
II- Katılan Gümrük İdaresi vekilinin, sanık ... müdafiinin ve sanık ...'ın bu sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelemesinde ise;
1) Sanıklar ... ve ... hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi delaletiyle anılan Yasanın 3/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra, aynı Yasanın 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
2) Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar ... ve ... lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1) Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanık ...’ın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 13.11.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 02.02.2015 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında sanığa ait derdest olan Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/62 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 02.04.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 15.04.2016 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi ve gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2) Hükümde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde doğrudan verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
3) Hükümden önce 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4) Sanık ... hakkında hem adli para cezası hem de hapis cezası verildiği ve adli para cezaları için TCK'nun 58. maddesine göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı halde tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilirken hiç bir ayrım yapmaksızın mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi,
5) Suça konu kaçak sigaraların 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaleti ile TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan Gümrük İdaresi vekilinin, sanık ... müdafiinin ve sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.