Esas No: 2021/4160
Karar No: 2022/8537
Karar Tarihi: 27.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4160 Esas 2022/8537 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/4160 E. , 2022/8537 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Şarkikaraağaç İlçesinde 1971 yılında yapılan kadastro sırasında Göksöğüt/Yeni Mahallesinde çalışma alanında bulunan 6392 parsel sayılı taşınmaz hakkında düzenlenen kadastro tutanağının ve dava dosyasının bulunamaması nedeniyle 2015 tarihinde taşınmazın tutanağı ihya edilmiş ve dava konusu 6392 parsel sayılı 2014,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, zilyetlerinin ... oğlu Bayram ... ..., ölümüyle mirasçılarının olduğu belirtilerek malik hanesi açık olarak tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, tapu kaydında malik hanesi halen açık bulunan taşınmazın Hazine adına tapuya tescil edilmesi istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ... ve müşterekleri davaya dahil edilmişlerdir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; çekişmeli taşınmazın ... ... mirasçıları adına hüküm yerinde gösterilen payları oranında tesciline karar vermiş, bilahare mirasçı ... (...) ...'a sehven pay verilmediği gerekçesiyle tashihen adı geçen mirasçıya da pay verilmek suretiyle tescil kararı verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığı, tarafların müşterek mirasbırakanı ... ...'dan intikal ettiği ve terekenin taksim edilmediği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Dosya içerisinde bulunan Bölge Tapu ve Kadastro Kurulunun yazı cevabı içeriğine ve dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre; dava konusu 6392 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 1971 yılında yapıldığı, kadastro tespiti sırasında davalı olması sebebiyle malik hanesinin açık bırakıldığı ve Kadastro Mahkemesine devredildiği, Kadastro Mahkemesinin 1972/9-166 Esas, Karar sayılı ilamıyla yargılamanın yapılıp kesinleştirildiği ve dosyanın Tapu Müdürlüğüne gönderildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, Tapu Müdürlüğünde ilgili dosya bulunamadığı gibi Mahkeme arşivini su basması sebebiyle zayi olduğu, bu sebeple karar defterinin de bulunamadığı, bu haliyle dava konusu taşınmazın malik hanesinin açık halde kaldığı, davacı Hazinenin malik hanesi açık kalan taşınmazın adına tescili talebiyle dava açtığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere dava, aktarılan dava niteliğinde olduğundan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi uyarınca resen araştırma ilkesine tabi olup, Mahkemece, gerçek hak sahiplerinin tespit edilerek buna göre tescil kararı verilmesi gerekmektedir. Esasen çekişmeli taşınmazın ... ...'dan intikal ettiği ve terekenin taksim edilmediği dosya kapsamı ile sabit olup, bu konuda mirasçılar arasında uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup olmadığı, taşınmazın imar ihyaya konu yerlerden olması halinde imar ihya edilip edilmediği ve imar ihya edildikten sonra kazanmayı sağlayan kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik süresinin geçip geçmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın niteliğini açıklamayan soyut nitelikte açıklamalar içeren ziraat bilirkişisi raporuna itibar edilmiş, zilyetliğin süresi ve imar ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve imar ihyadan sonra zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususunda bilgi içermeyen yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesisi edilmiş; bunun yanında bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde Mahkemece hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle belirlenmeli, aktarılan dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı taktirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı; dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, bitki örtüsünü, imar-ihyayı gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı tarihi, hangi faaliyetler ile imar ve ihya işlemi yapıldığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişi kurulundan, uydu ve hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde; teknik bilirkişiden ise keşfi takibe ve denetlemeye elverişli biçimde, krokili rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 27.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.