Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/4449 Esas 2022/11989 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/4449
Karar No: 2022/11989
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/4449 Esas 2022/11989 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık hakkında, tezgahta yapılan denetimde 34 adet bandrolsüz ve korsan basım kitap ele geçirildiği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın eylemine uyan bandrol yükümlülüğüne aykırılık eylemi ile ilgili hak sahibi kişilerin hukuken geçerli belgeleri süresi içerisinde sunarak şikayetçi olması nedeniyle hem manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz başlıklı 5846 sayılı Kanunun 71’inci maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen suçun hem de aynı Kanunun 81’inci maddesindeki sanığın eylemine uyan ve re'sen takibi gerektirmesi nedeniyle CMK’nun 253 ile devamı maddeleri uyarınca uzlaştırma hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmayan bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçunun oluşacağı ve TCK'nun 44. maddesi gereğince sanık hakkında en ağır cezayı gerektiren bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçundan hüküm kurulması gerektiği hususu göz önünde bulunduruldu. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 81’inci maddesinin on üçüncü fıkrasındaki “Bandrol yükümlüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71’inci madde 1. fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlen
7. Ceza Dairesi         2022/4449 E.  ,  2022/11989 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5846 sayılı Karara muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    1-Sanığa ait tezgahta yapılan denetimde 34 adet bandrolsüz ve korsan basım kitap ele geçirildiği iddiasıyla açılan kamu davasında, şikayetçiler ... ve Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği vekilinin 6 aylık kanuni şikayet süresi içerisinde hak sahipliğini ispatlamaya yönelik hukuken geçerli belgelerini sunduğu anlaşılmakla, sanık hakkında 5846 sayılı Kanunun suç tarihinde yürürlükte bulunan 71/1 ve 81/13. maddelerinin uygulanması gerekmekte ise de, hükümden sonra 17/07/2020 tarih ve 31188 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 12.06.2020 tarih ve 2019/74 E., 2020/29 K. sayılı kararı ile, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 23/01/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanunun 143. maddesiyle değiştirilen 81’inci maddesinin on üçüncü fıkrasında düzenlenen “Bandrol yükümlüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71’inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlenmesi halinde, fail hakkında sadece 71’inci maddeye göre cezaya hükmolunur. Ancak; verilen ceza üçte biri oranında artırılır.” hükmünün iptal edilmiş olması nedeniyle sanığın eylemine uyan bandrol yükümlülüğüne aykırılık eylemi ile ilgili hak sahibi kişilerin hukuken geçerli belgeleri süresi içerisinde sunarak şikayetçi olması nedeniyle hem manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz başlıklı 5846 sayılı Kanunun 71’inci maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen suçun hem de aynı Kanunun 81’inci maddesindeki sanığın eylemine uyan ve re'sen takibi gerektirmesi nedeniyle CMK’nun 253 ile devamı maddeleri uyarınca uzlaştırma hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmayan bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçunun oluşacağı ve TCK'nun 44. maddesi gereğince sanık hakkında en ağır cezayı gerektiren bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçundan hüküm kurulması gerektiği hususu göz önünde bulundurulduğunda, Yargıtay (Kapatılan) 19. Ceza Dairesinin 27.05.2021 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozma ilamının gereği olarak, sanık hakkında 5846 sayılı Kanunun 81/4. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
    2-Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas, 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu, 5237 sayılı TCK'nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle;
    İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 03.02.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 12.02.2014 olduğu,
    Daha önce Yargıtay (Kapatılan) 19. Ceza Dairesinin 08.06.2021 tarihli 2017/1084 E. - 2021/6261 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/473 Esas, 2014/1153 Karar sayılı dosyasına ilişkin suç tarihinin 21.04.2013, iddianame tarihinin 12.05.2014 olduğunun tespit edilmesi karşısında;
    Yerel mahkemece; UYAP kayıtları taranarak, sanık hakkında aynı suçtan açılmış başkaca ceza davası dosyalarının bulunup bulunmadığı da tespit edilip hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle bu dosyalar arasında TCK'nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması ve ulaşılacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca, isteme uygun olarak BOZULMASINA, yeniden yapılacak yargılamada CMUK’nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 15.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Hemen Ara