21. Hukuk Dairesi 2014/22840 E. , 2014/27776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
K A R A R
1- A- Her ne kadar davalılardan ... temyiz aşamasında adli yardım talebinde bulunmuş ise de yapılan araştırmaya göre ödemesi gereken temyiz harcının kendisini ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zarar düşürüecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından Davalı ..."nin adli yardım talebinin 6100 sayılı HMK"nun 334 ve devamı maddeleri gereğince REDDİNE,
B- Davalı ..."ye eksik temyiz harcını ikmal etmesi için HMK’nun 366.maddesi yollamasıyla aynı Kanun"un 344. maddesi uyarınca usulüne uygun biçimde mehil verilmesi, süresi içinde harç ikmal edildiği takdirde dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi, süresi içinde harç yatırılmadığı takdirde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verildikten
2- Davacılardan ..."ın vesayet altında olduğu ve davanın vesayeten davacı ... tarafından verilen vekaletname ile açıldığı belli bulunduğu halde, anılan davacı adına dava açılabilmesi için vesayet makamının davaya izin verdiğine ilişkin kararın dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, davacı ... için 4721 sayılı Yasanın 462/8 maddesi gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verildiğine ilişkin karar eklendikten
3- 18 yaşını tamamladığı anlaşılan davacı ... adına düzenlenen Av ..."in vekaletname eksikliği giderildikten
4- 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur.
Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
Davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur.
Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda;
a- Gerekçeli kararın davacılar vekili ile davalı ... vekiline yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432 ve 433. maddelerindeki prosedür işletildikten ve
b- Temyiz eden davalılar vekilleri tarafından sunulan temyiz dilekçelerinin, HUMK"nun 433. maddesi gereğince davacı vekiline yöntemince tebliğ edilerek, tebligat parçası eklendikten sonra gönderilmek üzere,
Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.