Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/20995 Esas 2022/12045 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/20995
Karar No: 2022/12045
Karar Tarihi: 19.09.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/20995 Esas 2022/12045 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2021/20995 E.  ,  2022/12045 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    I-2008, 2009 ve 2010 hesap dönemlerine ilişkin olarak 01/07/2009, 01/07/2010 ve 01/07/2011 tarihli suçlar bakımından yapılan incelemede;
    1-02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 12. maddesi ile TCK'nun 75. maddesinde yapılan değişiklik sonucu 1163 sayılı Kanunun Ek 2/2. maddesinde öngörülen suçun önödeme kapsamına alınması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
    2-7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK'nun 251/1. maddesi ile; sadece adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda "basit yargılama usulü"nün uygulanması mümkün hale getirilmiş, aynı Kanunla Ceza Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Geçici 5/(1)-d maddesinde ise; 01/01/2020 tarihi itibarıyla "...kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş..." dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulünün uygulanmayacağı düzenlenmiş ise de,
    Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas 2021/4 Karar sayılı ve 25.06.2020 tarihli, 2020/16 E. 2020/33 K. sayılı kararları ile yukarıda anılan geçici 5/1-d maddesinde yer alan "...kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış..." ibarelerinin, aynı bentte yer alan "Basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi karşısında, mahkemece sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikteki "basit yargılama usulünün" uygulanma şartları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi mecburiyeti,
    3-Farklı hesap dönemlerine ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması şeklindeki eylemlerin her birinin ayrı suç oluşturacağı gözetilmeksizin, sanık hakkında TCK’nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerine dayalı olarak hükmolunan cezanın artırılması,
    4-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 01/07/2011 yerine 2014 olarak gösterilmesi,
    II-2011, 2012 ve 2013 hesap dönemlerine ilişkin olarak 01/07/2012, 01/07/2013 ve 01/07/2014 tarihli suçlar bakımından yapılan incelemede ise;
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81/6. maddesinin "Kooperatif: Üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde, dağılır" hükmünü amir olduğu, sanığın yönetim kurulu üyesi olmakla birlikte 18/05/2008 tarihli son genel kurul toplantısında tasfiye kurulu üyesi olarak da seçildiği ancak kooperatifin 2011, 2012 ve 2013 hesap dönemlerine ilişkin genel kurul toplantılarını yapmaması nedeniyle münfesih hale geleceği ve bu tarihten itibaren sona eren tüzel kişiliğin genel kurul toplantısı yapmamasından söz edilemeyeceği gözetildiğinde iddianame ile dava konusu edilen 2011, 2012 ve 2013 hesap dönemlerinde anılan kooperatifin tüzel kişiliği sona erdiği anlaşılmakla, unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraati gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 19/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara