Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/5673 Esas 2012/12966 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5673
Karar No: 2012/12966

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/5673 Esas 2012/12966 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/5673 E.  ,  2012/12966 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Hazine, ... Köyü, 110 ada 1 sayılı parselin 2511,52 m², 111 ada 1 sayılı parselin ise 4902,94 m² bölümünün öncesinde devlet ormanı sınırları içindeyken, kesinleşen 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ve Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; mahkemece verilen bu hüküm, davacı Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.02.2005 gün ve 2004/11135 - 2005/1659 sayılı bozma kararında özetle; [... Köyünde 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda, 2 parsel sayılı 44200 m2 yüzölçümündeki taşınmaz Mart 1334 D. Tarih 4, Kasım 1949 tarih 81, Mayıs 1947 tarih 28 sıra numaralı tapu kayıtları ile ... adına tesbit edilmiş, ... vereseleri vekili 10.08.1954 tarihinde itiraz etmiş, Tapulama Mahkemesinin 05.07.1966 gün ve 1965/288-101 sayılı kararı ile taşınmazın davacının tutunduğu Ekim 1295 tarih 7, 8 ve 9 sıra numaralı tapular kapsamında olmadığı, davalı tarafın tutunduğu R:evvel 1280 tarih D:2, Varak 42 numaralı tapu kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine ve tesbit gibi tescile karar verilmiş, karar 28.09.1967 tarihinde kesinleşmiş, parsel 15.04.1983 tarihinde hükmen ifraz edilmiş, 105, 106, 107 sayılı parsellere gitmiş, 105 sayılı Parsel 14260 m2 yüzölçümüyle ... adına oluşmuş, 24.09.1998 tarihinde kesinleşen yenileme ile çekişmeli 110 ada 1 sayılı parsel olmuştur. Yine ... Köyü, 4 parsel sayılı 48600 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla Mart 1334 D. Tarih 4, Kasım 1949 tarih 81, Mayıs 1947 tarih 28 sıra numaralı tapu kayıtları ile ... adına tesbit edilmiş, ... vereseleri vekilinin itirazı üzerine, Tapulama Mahkemesinin 05.07.1966 gün ve 1965/290-103 sayılı kararı ile taşınmazın davacının tutunduğu Ekim 1295 tarih 7, 8 ve 9 sıra numaralı tapular kapsamında olmadığı, davalı tarafın tutunduğu R:evvel 1280 tarih D:2, Varak 42 numaralı tapu kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine ve tesbit gibi tescile karar verilmiş, karar 24.05.1967 tarihinde kesinleşmiş, parsel 15.04.1983 tarihinde hükmen ifraz edilmiş, 113, 114, 115 sayılı parsellere gitmiş, 113 sayılı parsel 17689 m2 yüzölçümüyle ... adına oluşmuş, 24.09.1998 tarihinde kesinleşen yenileme ile çekişmeli 111 ada 1 sayılı parsel olmuştur.
    İşte Hazine, ... Köyü, 110 ada 1 ve 111 ada 1 sayılı parsellerin, kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken, yine kesinleşmiş 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescili istemiyle bu davayı açmıştır.
    Mahkemece, kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydı ile kesinleşmiş orman kadastrosu 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. maddesi ve 3302 sayılı Yasayla değişik 2/B madde uygulamalarına ilişkin haritaların uygulanmasına dayalı olarak yapılan keşifler sonucu düzenlenen uzman bilirkişi kurulu raporuyla, 1942 orman kadastrosunda çekişmeli parsellerin büyük bir bölümünün orman sınırları dışında bırakıldığı, orman sınırları içinde bırakılan, 110 ada 1 sayılı parselin 2511.52 m2 bölümü, 111 ada 1 sayılı parselinde 4902.94 m2 bölümünün 1979 yılında yapılan 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile Hazine adına orman sanırları dışına çıkarıldığının belirlendiği, kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydı kapsamında kaldığından tapu sahibine intikal ettiği, Köyceğiz Sulh Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 26.02.1958 gün ve 1957/169-73 sayılı, orman kadastrosunun iptaline ilişkin kararı kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, keşiflerde uygulandığından söz edilen ve kadastro tesbitine esas alınan tapu kayıtları getirtilmemiş, Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.02.1958 gün ve 1957/169-73 sayılı karar fotokopisi onaylı olmadığı gibi, dosyasının bulunamadığı ve esas defterinde kesinleştiğine ilişkin kayda rastlanmadığı bildirilmiştir. Ayrıca, hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi kurulu raporuna ekli krokideki, çekişmeli taşınmazları ilgilendiren 4559 ilâ 4561, 2092 ilâ 2095 numaralı orman sınır noktalarını birleştiren orman sınır hattı, bir örneği dosyasında bulunan orijinal orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritadaki aynı orman sınır noktalarını birleştiren orman sınır hattı ile çeliştiği halde, bu çelişkinin üzerinde durulmamıştır.
    Gerçekten de, 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. maddesinin (a) ve (b) bendinde sayılan yerlerden “Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine uymadığı Orman Bakanlığınca (Orman ve Su İşleri Bakanlığınca) veya vaki müracaatlar üzerine anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç on yıl içinde orman kadastro komisyonlarınca yapılır. Bu düzeltme sonucu orman sınırları dışına çıkarılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder.”
    Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli parsellerin arazi kadastro tesbitine esas alınan tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren miktar ve sınır değişikliklerini içeren tüm tedavülleri (evrakı müsbiteleri ile birlikte) ve revizyonları, revizyon parsellerinin komşuları olan kadastro parsellerinin tesbit tutanakları ile var ise, tesbitlerine esas alınan tapu ve vergi kayıtlarının ilgili yönetimlerden getirtilmesi, daha sonra, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 10 ya da 15 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumunun duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, Orman Kadastro Yönetmeliği ve bu yönetmeliğe göre çıkarılan teknik izah name hükümleri uyarınca, 1942 orman sınır hattı ile sonraki aplikasyonlar ile belirlenen orman sınır hatları arasında çelişki varsa nedenleri üzerinde durulması, aplikasyon ile orman sınır hattının daraltılamayacağının gözetilmesi, kadastro tesbitine esas alınan tapu kayıtları yeterince yaşlı bilirkişiler vasıtasıyla uygulanarak, değişebilir sınır içerip içermedikleri dikkate alınarak 3402 sayılı Yasanın 20. ve 21. maddeleri gereğince kapsamları ve çekişmeli taşınmazların bu kapsamda kalıp kalmadığının belirlenmesi, bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı, tapu uygulamasını da gösterir ayrı renkli kalemlerle işaretli müşterek krokinin düzenlettirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi] gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu ... Köyü,110 ada 1 ve 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazların 10.05.2011 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) ile gösterilen sırasıyla 2511,52 m² ve 4902,94 m² yüzölçümündeki bölümlerinin davalı adına olan tapularının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine ve bu bölümlerin beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yerdir şerhinin konulmasına karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu Mergenli Köyünde 1942 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosu yapılıp kesinleşmiş, Mergenli Köyünden ayrılan ... Köyünde 1979 yılında 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması yapılmış, 1986 yılında 3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılmış, dava tarihinden önce kesinleşmiştir.
    6831 sayılı Orman Yasasının 1744 sayılı Yasa ile değişik 2., 2896 ve 3302 sayılı yasalar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasa”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Yasayla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Yasa ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasa yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Yasanın bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazların niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 19.11.2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara