Esas No: 2014/1973
Karar No: 2014/19644
Karar Tarihi: 13.10.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/1973 Esas 2014/19644 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Mersin 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2013
NUMARASI : 2012/80-2013/389
Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 15/09/1998 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden anlaşmalı olarak boşandığı, 13/10/1998 tarihinde yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya, 1998 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davacının yengesi A.. Ç.. ve kardeşi Y. Ç."ın ihbarı üzerine davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 26/01/2012 tarihli kontrol memuru raporuna göre; kolluk marifeti ile yaptırılan çevre araştırması sonucu 28/01/2010 tarihinde düzenlenen tutanakta, davacı ve eski eşinin fiilen M. Mahallesi.. sok no:.. A./M. adresinde ikamet ettiklerinin; bu adresten 2009 yılında taşındıklarının, taşındıkları tarihe kadar birlikte yaşadıklarının komşularından öğrenildiği bildirilmiş; davacıyı ihbar eden Y.Ç. ve A.. Ç.., kontrol memurunca alınan beyanlarında, davacının eşinden boşandığından 2007 yılında haberdar olduklarını, halen birlikte yaşadıklarını ifade ettikleri görülmüştür. Adres kayıt sisteminde kayıtlı oldukları adreslerde yapılan incelemelerde, .. sok. No.. Kat:.. A./M. adresinde davacı ve boşandığı eşinin uzun süre yaşadıkları, 2009 yılında bu adresten taşındıkları, evli olarak bilindikleri, davacının eşinin çiçekçilik yaptığı tespit edilmiş; M. mah. . Sok. No:. A./M. adresinde, mülk sahibi olan Ö. Ticaret isimli işyerinin sahibi(H.. T..) ile yapılan görüşmede, davacı ve eski eşinin 2010 yılı içerisinde burayı kiraladıklarını, evli olarak bilindiklerini, iki ay kadar bu adreste oturduklarını, davacının eşinin adres çevresinde çiçek satışı yaptığını, haklarında açılan icra takipleri nedeni ile bu adresten taşındıklarını beyan ettiği görülmüş; eski eşin kayıtlı olduğu G. Mah. G.M. K. B. no:.. Y./M. adresinde yapılan araştırmada ise, belirtilen adresin uzun süredir boş olduğu, davacı ve boşandığı eşinin bu adres çevresinde tanınmadıkları tespitlerine yer verilmiştir. Adres hareketleri incelendiğinde, davacı ve boşandığı eşinin adres kayıtlarında çakışma bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, eski eşin 22/11/2007 TÜİK sayımından beri kayıtlı göründüğü "G. Mah. .. Bulvarı no:.. Y./M." adresinde 31/05/2012 tarihinde yapılan tahkikat sonucu, bu adreste başka bir ailenin yaşadığının tespit edilmesi üzerine, davacının boşandığı eşine ait adres kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. Mahkemesince yaptırılan 26/03/2013 tarihli kolluk araştırmasında; davacının eski eşi İsmet ile birlikte yaşadığı bildirilmiş; mahkeme tarafından dinlenen davacı tanıklarının, davacı ve eski eşi arasında fiilen birlikte yaşamın bulunmadığını ; davacının yengesi olan ihbarcı A.. Ç.."ın ise, davacının eşinden boşandığından 2006 yılında haberdar olduğunu, kendisine olan borçlarını ödemedikleri için şikayetçi olduğunu, şikayet ettiği tarih itibari ile birlikte yaşadıklarını beyan etmiş olup; Kontrol memuruna verdiği beyanı haklı nedene dayanmaksızın değiştirdiği anlaşılan tanık H.. T.."nin, davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşamadığını, belirtilen daireyi davacının kendisinden kiraladığını ifade ettiği görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporuna dayanak 28/01/2010 tarihli kolluk araştırma tutanağı ile davacı ve boşandığı eşinin 2009 yılına kadar M. Mah. ... sok. No.. A./M. adresinde birlikte yaşadıklarının ve evli olarak bilindiklerinin tespit edilmesi, davacıyı ihbar eden yengesi Ayfer ve kardeşi Yaşar"ın istikrarlı şekilde, davacının boşandığından sonradan haberdar olduklarını, ihbar ettikleri tarih itibari ile birlikte yaşadıklarını beyan etmeleri; davacının kayıtlı olduğu M. Mah. ..sok. No:.. A./M. adresinde bulunan evin sahibi tanık H.. T.."nin, haklı nedene dayanmaksızın mahkeme huzurunda önceki beyanını değiştirmesi nedeni ile kontrol memuruna verdiği ve hükme esas alınması gereken beyanında, davacı ve eşinin 2010 yılında iki ay kadar belirtilen adreste birlikte yaşadıklarını, davacının eşinin bu adres çevresinde çiçek satışı yaptığını ifade etmesi; eski eşin TÜİK sayımından beri kayıtlı olduğu "G.Mah. .. Bulvarı no:.. Y./M." adresinin uzun süredir boş olduğunun kontrol memurunun yaptığı çevre araştırması ile tespit edilmesi, 31/05/2012 tarihinde Nüfus Müdürlüğünce yaptırılan kolluk araştırması ile bu adreste başka bir ailenin yaşadığı belirlenmesi üzerine, eski eşin adres kaydının terkin edilmesi karşısında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.