11. Hukuk Dairesi 2020/961 E. , 2020/5793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17.04.2018 tarih ve 2015/150 E- 2018/111 K. sayılı kararın asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili ile davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 29.11.2019 tarih ve 2019/1589 E- 2019/1218 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, davacı şirketin 2002 yılından itibaren ikinci el araç alım satımı hizmetlerinde kullanılmak üzere "2.YENİ" ibareli 2002/15887 ve 2011/99380 sayılı markaları adına tescil ettirdiğini, bu markalarına dayalı olarak davalı şirketin 2013/23177 sayılı "ikinciyeni “YENİSİ KADAR İYİ”" ibareli marka başvurusuna itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca itirazın yerinde görüldüğünü ve başvurunun reddine karar verildiğini, davalı tarafından bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından kısmen kabul edildiğini ve 35/1-5. sınıftaki hizmetler yönünden başvurunun devamına karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 35/1-5. sınıf hizmetler yönünden de markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin bayiisi şirketin marka kullanımı ile ilgili olarak aleyhine ihtiyati tedbir kararı verildiğini ileri sürerek itirazlarının kısmen reddine ilişkin YİDK"in 2014-M-16074 sayılı kararının iptaline, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiş, birleşen davada ise başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden dava konusu başvurusu ile davacının redde mesnet markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, asıl davada başvuru kapsamında bırakılan hizmetler yönünden davalı şirketin müktesep hakkının bulunduğunu, birleşen dava yönünden ise başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler bakımından dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
Davalı ... AŞ vekili, asıl davada davalı şirketin otomotiv sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösterdiğini, ikinci el otomobillerin online açık artırma yoluyla satışını gerçekleştireceği hizmet ve ürünlerinde kullanılmak üzere “İKİNCİYENİ” markasını oluşturarak markayı adına tescil ettirdiğini, davalının “İKİNCİYENİ” ve “YENİSİ KADAR İYİ” markalarının 35. sınıfta yer alan hizmetler üzerinde tescilli ve gerçek hak sahibi olduğunu, bu markaların birleşiminden oluşan seri marka niteliğindeki “İKİNCİYENİ YENİSİ KADAR İYİ” markasının yine 35. sınıfta yer alan hizmetler üzerinde tescili için dava konusu başvuruyu yaptığını, davacı tarafından davalıya ait 2006/12153 sayılı markanın hükümsüzlüğü için açtığı davanın reddedildiğini savunarak asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada ise başvurusunun kısmen reddine ilişkin YİDK"in 2014-M-16074 sayılı kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, asıl davaya konu markanın tescil işlemlerinin devamına karar verilen 35.sınıf hizmetler açısından taraf markaları arasında hitap edilen tüketici nezdinde 556s.KHK md.8/1-b anlamında halk nezdinde karışıklığa neden olacak derecede bir benzerliğin bulunmadığı, birleşen davada ise davacısına ait 2006/12153 nolu marka açısından birlikte var olma (coexistence) halinin gerçekleşmiş olduğu, seri markada korunan “İKİNCİ YENİ” asli unsuru ile birlikte yer alan “YENİSİ KADAR İYİ” ibarelerinin de davalının redde gerekçe markaları ile iltibas tehlikesine yol açmayacağı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile TPMK YİDK"nun 2014-M-16074 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davacı/birleşen davalı vekili ile davalı kurum vekili istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, asıl dava yönünden asıl davada davacı şirket adına tescilli markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunmadığı, bu itibarla sayılan hizmetler yönünden 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi koşullarının gerçekleşmediği, birleşen dava yönünden ise birleşen davada davacı şirket adına tescilli 2006/12153 sayılı marka kapsamında 6,12,16. sınıftaki mallarla genel olarak 35. sınıftaki mağazacılık hizmetlerinin yer aldığı, bu marka nedeniyle bir kısım malların satışına özgü mağazacılık hizmetleri üzerinde müktesep hakkın bulunduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle asıl davada davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf itirazlarının esastan reddine, birleşen davada istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı/birleşen davada davalı vekili ile davalı/birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10.12.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.