Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/905 Esas 2022/12863 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/905
Karar No: 2022/12863
Karar Tarihi: 28.09.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/905 Esas 2022/12863 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2021/905 E.  ,  2022/12863 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi


    Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Sanığın yokluğunda verilen kararın 22/02/2016 tarihinde muhatabın adresten ayrıldığı muhtarlık kaydı bulunmadığı şerhi düşülerek iade edildiği, 17/03/2016 tarihinde ise adresten ayrılmış olup, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince muhtara tebliğ edildi şeklinde şerh düşülerek tebliğ edildiği hususları tespit edilmiş ise de; 17/03/2016 tarihli tebligat belgesinde tebligat evrakının kapıya asıldığı belirtilmediğinden yapılan tebligat işleminin usulsüz bulunduğu gözetilerek, öğrenme üzerine sanığın 22/04/2016 tarihli temyiz talebi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
    I)Sanık hakkında 20.05.2015, 23.05.2014, 07.06.2014, 12.06.2014, 14.06.2014 tarihli eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    1- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eylemlerinin, 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek;
    Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2-Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 62. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    3-Sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 43/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 43. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    II)Sanık hakkında 16.07.2014, 29.07.2014, 13.08.2014 tarihli eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    1-Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra aynı Yasanın 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
    2-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    3-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi gerektiğinin belirtildiği dikkate alınarak;
    Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihlerinin 16.07.2014, 29.07.2014, 13.08.2014, hukuki kesintiye neden olan iddianame düzenleme tarihinin ise 29.09.2014 olduğu,
    Yapılan UYAP sorgulamasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/128442 Tebliğname sırasında kayıtlı Ankara Batı 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/1814 Esas – 2021/1363 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 12.08.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 25.09.2014 olduğu,
    Bu dosyadaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
    4-Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 62. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    5-Sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 43/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 43. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara