Esas No: 2011/14989
Karar No: 2012/12033
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14989 Esas 2012/12033 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastroda ... köyü, 405 ada 38 parsel sayılı 960.08 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş, davacı Hazine taşınmazın taşlık ve çalılık yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış; mahkemenin davanın reddine ve çekişmeli parselin tespit gibi davalı adına tesciline ilişkin kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş; Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 24.03.2009 tarih ve 2009/2164 - 1890 sayılı kararı ile “Taşınmazın niteliği ile ilgili olarak alınan orman ve ziraî bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmediği, tespit bilirkişilerinin dinlenmediği, çekişmeli taşınmaz ormana sınır olduğu halde, 1/25000 ölçekli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları getirtilip mahalline uygulanmak sureti ile davalının zilyetliğinin başlangıç tarihi ile zilyetliğin sürdürülüş biçimi yöntemince araştırılmadığı, sağlıklı sonuca varılabilmesi için çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı kadastro tutanak örnekleri ile dayanağı olan kayıtlar, 1/25000 ölçekli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları getirtilerek, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, ziraatçı ve ormancı bilirkişi huzuruyla yeniden yapılacak keşifte uygulanması, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından, zilyetliğin sürdürülüşü ile ilgili olarak, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncelerinin orman, mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddî olaylara dayalı olarak açıklattırılması, ziraatçı ve ormancı bilirkişi kurullarından önceki keşif sonucu dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişisi ve orman bilirkişisinin raporlarındaki bulguların da değerlendirileceği çelişkileri giderecek biçimde rapor alınması, fen bilirkişisine keşfi izlemeye imkan verir kroki düzenlettirilmesi, sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi,” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan araştırma sonunda davanın kabulüne, çekişmeli parselin tespitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından taşınmazın orman niteliğiyle değil tespitteki niteliğiyle tescil gerektiği iddiasıyla temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli ... köyü, 405 ada 38 sayılı parselin bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 1967 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 1980 yılında yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşmiş olan aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması, 1990 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması mevcuttur.
Orman kadastro tutanak ve haritaları ile eski ve yeni tarihli harita ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen orman bilirkişi, ziraat uzmanı bilirkişi ve jeolog bilirkişi raporlarında çekişmeli parselin kesinleşmiş orman sınırları dışında bırakıldığı, eylemli olarak, %14 eğimli iken üç adet terasla eğimin giderildiği, terasların bakımsız olduğu ve yer yer taşlık olduğu, parseldeki taşlılık oranının %15-20 olduğu, doğu ve güneyden ormana bitişik ve toprağın 40-50 cm derinlikte olduğu, tarla olarak kullanıldığı bildirilmişse de, tarif edilen fiili özellikleri nedeniyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyecek yerlerden olduğu belirlenerek, Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ancak, çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı belirlendiği gibi, Hazine de davasında, çekişmeli parselin taşlık ve çalılık nitelikli devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunun iddia etiği, dava dilekçesinde ve yargılamanın değişik aşamalarında, çekişmeli parselin orman sayılan yer olduğunun iddia edilmediği, parselin orman olarak tescilini de istemediği, 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi ve 1086 sayılı Yasanın yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi gereğince, hâkimin dava ile bağlı olduğu, ondan başkasına ve başka bir şeye karar veremeyeceği gözetilerek, davanın kabulüyle birlikte, çekişmeli parselin hali hazırdaki taşlık ve çalılık niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, istek aşılarak yazılı olduğu biçimde çekişmeli parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 02.11.2012 günü oy çokluğu ile karar verildi.
Çekişmeli parselin bulunduğu köyde seri bazda yapılan orman kadastrosunda, dava konusu yerin niteliğinin araştırılmadığı, resmî belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucu verilen bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin 1959 tarihli memleket haritasında yeşil renkli, 1996 tarihli memleket haritasında ise kısmen yeşil renkli yüksek eğimli alanda işaretlendiği, eylemli olarak yüksek eğimli, özellikle teraslarda yer yer maki elemanları bulunan toprak muhafaza karakteri taşıyan yerlerden olduğu, iki yönden devlet ormanına sınır olup bu ormanın devamı niteliğinde olduğu belirlenerek, 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesinin karşı kavramından ve 15/07/2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/p, 26/a-h ve j maddeleri gereğince orman sayılacağı ve orman sınırı dışında bırakılmış olsa dahi, aynı Yönetmeliğin 26/2. maddesi hükmü gereği taşınmazın orman niteliğini ortadan kaldırmayacağı, orman olarak tescili gereken yerlerden olduğu, Hazine tarafından çekişmeli parselin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu savıyla dava açıldığı, 3402 sayılı Yasanın 16. maddesi gereğince devlet ormanlarının da devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, bu nedenle dava dilekçesinin çekişmeli parselin orman sayılan yerlerden olduğu savını ve orman olarak tescili isteğini de içerdiği gözetilerek, Hazinenin davasının kabulüne ve çekişmeli parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin yerel mahkeme kararı isabetli olup, onanmalıdır. Bu nedenlerle, sayın çoğunluğun bozma yönündeki kararına katılmıyorum.