Esas No: 2015/57
Karar No: 2015/817
Resmi belgede sahtecilik - özel belgede sahtecilik - iftira - yalan beyanda bulunmak - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/57 Esas 2015/817 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, iftira, yalan beyanda bulunmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Resmi evrakta sahtecilik ve özel evrakta sahtecilik suçlarından kurulan hükümlerle ilgili olarak;
Olay tarihinde, hakkında kesinleşmiş cezalar nedeniyle arama kararı bulunan sanığın bir süre saklanmak için ağabeyi ..."ün nüfus cüzdanını alarak mevcut fotoğrafı çıkartıp kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle fotokopisini çektirdiği, bir süre bu şekilde kullandıktan sonra değişik tarihlerde ... Nüfus Müdürlüğü"nden ... adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı talep belgelerine istinaden nüfus cüzdanı çıkarttığı, yine almış olduğu sahte nüfus cüzdanını kullanarak 27/10/2006 tarihinde ..."ya ait daireyi sahte kira sözleşmesi ile kiraladığının iddia ve kabul olunması karşısında, sanığın eyleminin kül halinde zincirleme biçimde işlenen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde resmi evrakta sahtecilik ve özel evrakta sahtecilik suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmesi,
2- İftira suçundan kurulan hükümle ilgili olarak;
Olay günü başka bir suçtan aranan ve yakalandığı sırada suça konu ... adına düzenlenmiş nüfus cüzdanı fotokopisini ibraz eden sanığın, kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla değil yakalanmamak için başkasının kimlik fotokopisini kullandığı, kaldı ki belgeyi gösterdikten hemen sonra daha tutanak düzenlenmeden önce bu kimlikteki bilgilerin kendisine değil, kardeşine ait olduğunu, fotoğrafın ise kendisine ait olduğunu söylediği, bunun üzerine ise ... kimliği ile herhangi bir soruşturma evrakı düzenlenmediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 268. maddesinde düzenlenen iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
3- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçundan kurulan hükümle ilgili olarak;
Sanığın, müşteki ... adına sahte nüfus cüzdanı talep belgesi düzenlettirmekten ibaret eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 204. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
4- Tüm hükümlerle ilgili olarak;
Tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 58. maddesinin uygulanmaması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK"nun 326/son maddesi gözetilmek suretiyle, iftira suçundan kurulan hüküm yönünden Başkan ... ve Üye ..."ın karşı oyları nedeniyle oy çokluğuyla, diğer hükümler yönünden oybirliği ile 06.05.2015 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Sanık ... hakkında 13/12/2006 tarihli iddianame ile suç tarihi olan 02/12/2006 tarihinde "...polisler tarafından alınan mahkeme kararına istinaden evinde arama yapıldığı, evde 20 adet 7,65 mm çapında mermi bulunduğu, kimliğinin ibrazı istenildiğinde kimlik fotokopisini gösterdiği, abisine ait kimliğe kendi fotoğrafını kullandığını beyan ettiği...." iddiasıyla TCK"nun 268. maddesi yollamasıyla 267/1. maddesi gereğince başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçundan cezalandırılmasının talep edildiği,
Olayla ilgili tutulan 02/12/2006 tarihli Ev Arama - El Koyma, Yakalama ve Üst Arama Tutanağının ilgili bölümünde "... şahsın yapılan kaba üst aramasında montunun sol cep içerisinde üzerinde... ibaresi bulunan beyaz kutu içerisinde 20 adet ... yapımı ....mm çapında dolu mermi elde edilerek tarafımızdan el konulmuş, şahsın kendisinden kimliğini ibraz etmesi istenildiğinde kimliğinin olmadığını, fotokopinin olduğunu söyleyerek pantolan arka cebinden çıkardığı ... ... isimli şahsa ait kimlik fotokopisini tarafımıza ibraz etmiş, şahısla yapılan mülakatla bu fotokopideki fotoğraf benim ancak kimlik abim ..."e aittir şeklinde beyanda bulunduğu” tespitlerinin yapıldığı ve tutanağın sanık tarafından ... olarak imzalandığı,
Yukarıdaki şekilde gerçekleşen eylem sebebiyle mahkemece sanığın 5237 sayılı TCK"nun 268. maddesi yollamasıyla 267/1 - 269/1. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine sayın çoğunlukça sanığın kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla değil yakalanmamak için başkasının kimlik fotokopisini kullandığı, kaldı ki belgeyi gösterdikten hemen sonra daha tutanak düzenlenmeden önce bu kimlikteki bilgilerin kendisine değil, kardeşine ait olduğunu, fotoğrafın ise kendisine ait olduğunu söylediği, bunun üzerine ise; ... kimliği ile herhangi bir soruşturma evrakı düzenlenmediği gerekçesi ile TCK"nun 268. maddesinde düzenlenen iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi sebebiyle hükmün BOZULMASINA karar verilmiş ise de; Sayın çoğunluğun görüşüne iki noktadan katılmıyoruz. Şöyle ki;
1 - Somut olayda sanığın kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla hareket edip etmediği,
Yukarıdaki ayrıntıları verilen tutanak içeriğinden de anlaşılacağı üzere sanığın üzerinde yapılan aramada 20 adet tabanca mermisi yakalandığı, dosya kapsamından anlaşıldığı kadarıyla bu mermilerin 6136 sayılı Kanun kapsamında kaldığı, sonrasında da sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan dava açıldığı, sanığın mermilerin yakalanmasından sonra kimliğini ibraz etmesi istenildiğinde de kardeşi adına düzenlenmiş kendi fotoğrafı bulunan kimlik fotokopisini ibraz ettiği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Sanığın kimlik kullanımının suça konu mermiler ele geçirildikten sonra gerçekleştiği, sanığın mermilerin yakalanmasından sonra suça konu kimliği ibraz ederek hakkındaki muhtemel soruşturma ve kovuşturmadan kurtulmak amacıyla hareket ederek kastını ortaya koyduğu, hem iddianamadeki anlatımdan hemde özellikle tutanak içeriğinden anlaşılmaktadır.
2 - TCK"nun 268. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için kimliği kullanılan şahıs hakkında soruşturma evrakının düzenlenmesinin gerekip gerekmediği;
5237 sayılı TCK"nun 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması herhangi bir zararın varlığını gerektirmemektedir. Bu bakımdan zarar suçu olmayıp, tehlike suçu vasfındadır. Kanun koyucu tipik eylemin icrası ile tehlikenin gerçekleştiğini kabul edip, ayrıca tehlikenin varlığının araştırılmasını istemediğinden, soyut tehlike suçu niteliğinde düzenlenmiştir. Suç, sırf hareket suçu niteliğindedir. Ayrıca bir netice aranmamıştır. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak biçimindeki davranışın icra edilmesi ile suç da tamamlanmaktadır. (Yorumlu - Uygulamalı Türk Ceza Kanunu 6. Cilt Osman Yaşar - Hasan Tahsin Gökcan - Mustafa Artuç - sayfa 8111)
5237 sayılı TCK"nun 269/1. maddesindeki "...mağdur hakkında adli soruşturma başlamadan önce iftiradan dönmesi halinde ..." şeklindeki düzenlemeden de bu suçun oluşumu için kimliği kullanılan mağdur hakkında herhangi bir soruşturma başlamaması, herhangi bir belge düzenlenmemesi hususlarının önem arz etmediği, bu hususun şartları varsa etkin pişmanlık açısından değerlendirilebileceğini göstermektedir.
Dolayısıyla yerel mahkemece iddianameye konu olay doğru şekilde değerlendirilmiş, hem TCK"nun 268. maddesindeki suçun unsurlarının gerçekleştiği, hem de etkin pişmanlık hükümlerini düzenleyen TCK"nun 269/1. maddesindeki unsurların gerçekleştiği kabul edilerek uygulama yapılmıştır. Belirtilen gerekçelerle yerel mahkeme kararının onanması yerine belirtilen şekilde bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz.