Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/11616 Esas 2022/13356 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/11616
Karar No: 2022/13356
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/11616 Esas 2022/13356 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2021/11616 E.  ,  2022/13356 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5809 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    5271 sayılı CMK'nun 260/1.maddesi gereğince, 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçu açısından katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan Gümrük İdaresinin ve 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçu açısından katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun ilgili hükümleri temyize hakları bulunduğu gözetilerek Gümrük İdaresi vekili, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekili ve sanığın mahkumiyet hükümlerini temyizleri üzerine yapılan incelemede;
    I-Sanık hakkında 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede;
    1-5809 sayılı Kanuna muhalefet suçundan zarar gören ve davaya katılma hakkı bulunan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun yargılamadan haberdar edilmeksizin yokluğunda hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK'nun 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması,
    2-Sanığın eylemi 5809 sayılı Yasanın 63/9. maddesi kapsamında bulunduğu halde, 5809 sayılı Yasanın 63/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile dava açılması ve anılan madde ve fıkra uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi,
    3-Anayasa Mahkemesi'nin 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Kanunun geçici 5/1-d bendinde yer alan “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarih ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK'nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    4-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
    İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 27.08.2014, iddianame düzenleme tarihinin 25.02.2015 olduğu,
    Yapılan UYAP sorgulamasında Yargıtay incelemesinden döndüğü ancak yeni esas almadığı anlaşılan Sivaslı Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/469 Esas ve 2015/555 Karar sırasında kayıtlı dosyada suç tarihinin 28.08.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 03.11.2014 olduğu,
    Bu dosyalardaki eylemlerinin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek, suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme suçu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından sanığa ait dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müşteki Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA,
    II-Sanık hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede;
    1-5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan zarar gören ve davaya katılma hakkı bulunan Gümrük İdaresi yargılamadan haberdar edilmeksizin yokluğunda hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK'nun 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması,
    2-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası kapsamında ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    3-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
    İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 27.08.2014, iddianame düzenleme tarihinin 25.02.2015 olduğu,
    Yapılan UYAP sorgulamasında Yargıtay incelemesinden döndüğü ancak yeni esas almadığı anlaşılan Sivaslı Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/469 Esas ve 2015/555 Karar sırasında kayıtlı dosyada suç tarihinin 28.08.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 03.11.2014 olduğu,
    Bu dosyalardaki eylemlerinin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek, suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından sanığa ait dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
    4-Dava konusu kaçak eşya için Gümrük İdaresi’ne KEMT varakası düzenlettirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    5-Suça konu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müşteki Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara