Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/6569 Esas 2022/13359 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/6569
Karar No: 2022/13359
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/6569 Esas 2022/13359 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın cezasına ilişkin verilen yerel mahkeme kararı temyiz edildi. Ceza Genel Kurulu'nun ilgili ilamına göre, hüküm açıklanırken iddia ve savunmaların yazılması, kanıtların değerlendirilmesi, suçun nitelendirilmesi gibi hususlar dikkate alınmalıdır. Ancak bu ilkelere uyulmadan gerekçesiz bir hüküm verilmiş. Bunun yanı sıra, sanığın suç tarihi itibariyle 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi kapsamında olan eylemi, sonradan çıkarılan yasalarla 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesi kapsamına alınmış. Ayrıca, hüküm verilmeden önce yayımlanan 7242 sayılı Yasa, sanık lehine hükümler içeriyor. Bu sebeplerden dolayı, yerel mahkemenin hükmü bozuluyor ve sanığın hukuki durumunu tespit etmek ve cezasını belirlemek için yeniden yargılanması gerekiyor.
Kanun maddeleri:
-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 141/3
- CMK 34, 230, 231/11
- 4733 sayılı Yasa 8/4
- 5607 sayılı Yasa 3/5, 3/10, 3/18, 3/22, 5/2, geçici 12. madde 2. fıkra
- 6455 sayılı Yasa
- 6545 sayılı Yasa
- 7242 sayılı Yasa
- TCK 7, 53, 62/1, 62/2
- CMUK 321
- Anayasa Mahkemesi kararı (2014/140 Esas - 2015/85 Karar)
7. Ceza Dairesi         2020/6569 E.  ,  2022/13359 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 18.11.2014 tarihli ve 2013/830 Esas, 2014/502 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere CMK'nun 231/11. maddesine göre hükmün açıklanmasına yönelik kararda; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, CMK'nun 34 ve 230. maddeleri uyarınca hükmün gerekçesinde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle infazı kabil bir hüküm kurulması gerekirken, gerekçesiz olarak ve hükmün açıklanması geri bırakılan karara atıf yapılmak suretiyle hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    1-Sanığın eylemine uyan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinin uygulanması gerekirken yazılı şekilde 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesi gereğince ceza tayin edilmesi,
    2-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
    Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    3-Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 62/2. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    4-TCK'nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürüklükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara