Esas No: 2012/9916
Karar No: 2012/11591
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/9916 Esas 2012/11591 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine, Orman Yönetimi ve davacı ... Madencilik Tic. Sanayi Ltd. Şti. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, dava konusu ... Köyü 140 ada 18,19 ve 20 nolu sırayla 4596,22 m2 ve 2960,98 m2 ve 856,58 m2 yüzölçümlü parseller, orman kadastro komisyonunun 26.06.2000 tarihinde amenajman haritalarından yararlanılarak köy sınırları içinde bulunan ormanların kadastrosu sırasında, çekişmeli parsellerin, ormandan açma ile orman vasfını yitirdikleri tesbit olunarak, 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılmış olmaları nedeniyle, fındık bahçesi vasfıyla davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, çekişmeli parsellerin orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı ..., aynı parsellere yönelik olarak Hazine ve Ordu Kadastro Müdürlüğü aleyhine açtığı davada taşınmazların 31.07.1996 tarih ve sıra no 25 sayılı tapu kaydının kapsamında bulunduğu iddiasıyla, adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, dava konusu 140 ada 18 nolu parselin tesbit gibi tesciline, 140 ada 19 ve 20 nolu parsellerin orman vasfıyla Hazine adına tesciline, davacı ...’in açtığı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından 140 ada 18 parsele yönelik olarak, davalı Hazine tarafından 140 ada 19 ve 20 parsellere yönelik ve davacı ... Madencilik ve San.Tic.Ltd.Şti. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli 140 ada 19 ve 20 nolu taşınmazların, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmediği ve orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Karar başlığında davacı olarak belirtilen ... Madencilik ve San.Tic.Ltd.Şti. tarafından 135 ada 13 ve 2 nolu parsellere yönelik açılan davalar, mahkemenin 2004/9 E. ve 2004/14 E. sayısına kaydedilmiş, mahkemenin 2008/48 E. sayılı dosyasında birleştirilen davalar daha sonra mahkemenin 2004/18 E. sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. Bu dosyada verilen ayırma kararı ile, temyize konu dava dosyasında dava konusu edilen parseller 18,19 ve 20 nolu taşınmazlar olup, davacı ... Madencilik ve San.Tic.Ltd.Şti."nin bu dosyada davalı olan parsellere yönelik davası bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz dilekçesinin reddine,
3) Davacı ... Yönetiminin temyizine gelince; her nekadar mahkemece, çekişmeli 140 ada 18 nolu taşınmazın tesbit gibi tescili yolunda hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, dava 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkindir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın orman niteliğini neden yitirdiği bilimsel veriler ile açıklanmaması, taşınmazın üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşmeyeceği hususlarının açıklanmaması ve fiilî durumu itibariyle nitelik kaybettiği
belirtilen taşınmazın, bu nitelik kaybının insan eliyle ve zorlamayla mı, yoksa doğal ve gerçek anlamda bilim ve fen bakımından nitelik kaybına uğradığı hususlarında yeterli ve kanaat verici olmadığı gibi, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesi de soyut ve dayanaksız kalmaktadır.
6831 sayılı Kanunun değişik 2/B maddesi ile (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerektiği, her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi veya 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülke konu olamayacak orman içi açıklığı niteliğinde olan yerlerin insan eliyle ve zorlama yöntemlerle niteliğinin yitirilmesi, kanun maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesidir. Bu yöntem, toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yok olması sonuçlarını doğurur.
Kanunda tanımlanan (....bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme...) kavramında bu tür olaylar amaçlanmamıştır. 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin başka türlü yorumu, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine ve yok edilmesine izin verdiği sonucuna ulaştırır ki, bu durum; Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırı olur. Suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yolu ile ormanların niteliğinin kaybettirilmesi yasalarla korunamaz.
O halde; yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceğini gözönünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve karlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde, yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek, bu olguları tartışması ve taşınmazın hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaştığını raporunda açıklaması gerekir.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle 1970 ve 1980"li yıllara ait hava fotoğrafı ve memleket haritası bulundukları yerlerden getirtilerek önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazın 31.12.1981 yılından önce bilim ve fen bakımından tam olarak orman niteliğini yitirip yitirmediği yukarıda yazılı koşullar dikkate alınarak belirlenmeli, nitelik yitirmiş ise Orman Yönetiminin davası reddedilerek, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine, 2/B vasfında olduğunun tesciline karar verilmelidir. Eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin 140 ada 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere yönelik hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... Madencilik ve San.Tic.Ltd.Şti."nin temyiz dilekçesini REDDİNE,
3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 140 ada 18 parsel yönünden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 16.10.2012 günü oy birliği ile karar verildi.