Esas No: 2012/3315
Karar No: 2012/11351
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3315 Esas 2012/11351 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... beldesi, ... mahallesinde bulunan 5365 ada 12 parsel sayılı 538,79 m² yüzölçümündeki taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalının elatmasının önlenmesi istemleriyle dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içine kaldığı gerekçesiyle, ... mahallesi, 5365 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescili ile davalının taşınmaza elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili ile el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 30.05.2000 tarihinde yapılıp 21.07.2000 – 21.01.2001 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 sayılı Yasayla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli 5365 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tamamının kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığından tapu iptal ve tescile ilişkin kısımda bir isabetsizlik yoktur. Ancak, çekişmeli taşınmazda davalıların kullanımının tapuya dayalı olması nedeniyle haksız elatma sayılmayacağından müdahelenin meni kararı verilmesi doğru değilse de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan "davalının taşınmaza elatmanısının önlenmesine" cümlesinin hükümden çıkarılmasına, hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 08/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.