Esas No: 2015/9967
Karar No: 2015/713
Karar Tarihi: 05.05.2015
Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/9967 Esas 2015/713 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
... Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 02.12.2014 gün ve 2014/21711/72397 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.12.2014 gün ve KYB.2014/394275 sayılı ihbarnamesi ile;
Mühür bozma suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 203/1, 52 ve 62/1. maddeleri uyarınca 3.000 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair...Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2013 tarihli ve 2010/108 esas, 2013/528 sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre, benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 30/10/2013 tarihli ve 2012/11480 esas, 2013/15670 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, mühür bozma suçunun oluşabilmesi için kanunun veya yetkili makamların emri uyarınca konulmuş bir mührün kaldırılması ya da konuluş amacına aykırı hareket edilmesi gerektiği, ihaleye dayalı olarak elektrik dağıtımı yapan ve kamu görevlisi statüsü bulunmayan özel şirket görevlilerince yapılacak mühürlemelerin ihlali durumunda, anılan suçun oluşmayacağı cihetle, somut olayda, özelleştirme uygulamaları neticesinde elektrik dağıtım ve satışının...."ne 11/02/2009 tarihinde devredilmesi ve sanığın da mühür bozma eylemini 14/04/2009 tarihinde gerçekleştirmiş olması karşısında, sanığın üzerine atılı mühür bozma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
Özel hukuk tüzel kişisi niteliğinde olan kurumlarca yapılan mühürlemelerin "mühür bozma" suçunun yasal unsurunu oluşturmayacağına ilişkin Yargıtay Daire kararlarında da belirtildiği üzere, elektrik dağıtım ve satışını yapan kurumların özelleştirilmeleri hususunun, mühür bozma suçuna etkisi ve bu durumda suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı noktasında yapılan değerlendirmelerde, mühür bozma tarihinin (suçun işlendiği tarihin) değil, mühürleme tarihinin esas alındığı, başka bir ifadeyle; mühürlemeyi tatbik eden kurum, mühürleme tarihinde henüz özelleştirilmemiş ise, yani Anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanarak mühürlemeyi gerçekleştirmiş ise, sonradan özelleştirilmesinin ve özelleştirildikten sonra bu mührün bozulmasının suçun sübutuna etki etmediği, mühürlemeyi yapan kurumun, mührün bozulduğu tarihte özelleştirilmiş olmasının eylemi suç olmaktan çıkarmadığı cihetle, incelenen dosya içeriğine göre; 14.04.2009 tarihli mühür bozma tutanağına konu 22.02.2008 tarihli mühürleme işlemini gerçekleştiren katılan ...."nin, mühürleme tarihi itibariyle henüz özelleştirilmeyip, 11.02.2009 tarihinde özelleştirildiği anlaşılmakla, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki istem yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.