Esas No: 2021/9405
Karar No: 2022/14060
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9405 Esas 2022/14060 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/9405 E. , 2022/14060 K.Özet:
Sanık, 5607 sayılı yasaya muhalefet suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, tarih ve ele geçen eşyanın niteliği göz önüne alındığında suçun hangi yasaya göre değerlendirileceği tartışmalıdır. Bu nedenle mahkeme, yürürlükte olan yasaların karşılaştırılması sonucunda hüküm verme görevinin yerel mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, sanık lehine düzenlemeler içeren kanun maddeleri de dikkate alınarak ceza belirleme işlemleri yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Mahkeme, verilen hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi sonucunda bazı nedenlerle bozulması gerektiğine karar vermiştir. Bunlar arasında takdiri indirim uygulama maddesindeki hata, Anayasa Mahkemesi'nin ilgili kararının göz ardı edilmesi ve müsadere kararı yerine tasfiye kararı verilmesi yer almaktadır. Özetle, mahkeme kararı bozulmuştur.
5607 sayılı kanunun 3/18, 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2 maddeleri, 6455 sayılı yasanın 3/18. maddesi, 6545 sayılı yasanın 3/18. son cümlesi, 7242 sayılı yasanın 61. ve 62. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı yasanın 63. maddesi, geçici 12. maddenin 2. fıkrası. Ayrıca, Anayasamızın 38. maddesinin 6. fıkrası ve 5271 sayılı CMK'nun 206/2-a, 217/2, 230/1. madde ve fıkraları da kararda yer alan kanun maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek;
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 62. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3-TCK'nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Dava konusu eşya hakkında 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaletiyle TCK’nun 54/4. maddesi gereğince müsadere kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde müsadere ve tasfiyesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.10.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında, 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine, sayın çoğunluğun mevcut bozma nedenlerinin yanı sıra ve öncelikle aramanın hukuka aykırı olması nedeniyle de bozulmasına karar verilmesi gerekirken sadece ilamda yazılı gerekçelerle bozulmasına karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki;
Olay tarihinde sanığın kullanımındaki araç önleme araması kararı dahi olmadığı halde polis ekipleri tarafından durdurularak ... marka aracın bagaj kısmında siyah poşetler içerisinde olmaları nedeniyle dışarıdan bakınca görünmesi mümkün olmayan 10.610 paket gümrük kaçağı sigara ele geçirilmiştir. Olay tutanağına göre 34 plakalı araç ile sigara getirileceği ihbarı alındığı anlaşılmaktadır. İhbar olmasına rağmen önleme araması ya da adli arama kararı alınmamıştır. Sanık aşamalarda suça konu aracı para karşılığı kullandığını, araç içerisindeki kaçak sigaralarından haberinin bulunmadığını ve kendisine ait olmadığı söylemektedir. Dosya kapsamına göre sanık ve kaçak eşya konusunda mahkemece verilmiş bir arama kararı olmadığı gibi gecikmesinde sakınca olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet Savcısı tarafından da verilmiş bir yazılı arama kararının da bulunmadığı, buna göre yapılan aramanın usul ve yasaya aykırı olduğu ve ele geçen delillerin de hukuka aykırı delil niteliğinde olup, Anayasamızın 38. maddesinin 6. fıkrası da "Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez." hükmü ve yine 5271 sayılı CMK'nun 206/2-a, 217/2, 230/1. madde ve fıkraları da hukuka uygun suretle elde edilen delillerin kullanılabileceğini, kanuna aykırı elde edilenlerin ise hükme esas alınamayacağı şeklinde açık düzenlemeleri karşısında, kovuşturma aşamasında suçlamayı kabullenmemiş olan sanık hakkında hukuka aykırı şekilde elde edilen ve kaçak olduğu anlaşılan eşyanın hükme esas alınamayacağı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle de yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmemesi yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 12.10.2022