Esas No: 2012/8350
Karar No: 2012/11236
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8350 Esas 2012/11236 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2007 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli ... köyü 172 ada 5 parsel sayılı 3825.28 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın eylemli orman vasfında olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile 172 ada 5 parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce yapılan ve 22.09.1969 tarihide ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 08.04.2008 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B uygulaması bulunmaktadır..
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu 2007 yılında yapılmış ve sonuçları 21.06.2007 - 20.07.2007 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece aynı köyde ve dava konusu yerin yakınlarında bulunan 172 ada 1 nolu parsele yönelik olarak hazinece açılmış olan ve mahkememizce hazine aleyhine vergi kaydına nazaran daha üstün nitelikte olan tapu kaydı kapsamında kaldığından bahisle redle sonuçlandırılan 2008/464 E.-2009/156 K. sayılı karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 2010/1070 E. -3862 K. sayılı ve 25/03/2010 tarihli kararı ile ve yukarıda belirtilen gerekçelerle bozulmuş olup, dava konusu yer içinde aynı bozma gerekçesinin geçerli olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne ve çekişmeli 172 ada 5 parselin orman vasfıyla hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, keşif sırasında mahkemece yapılan gözleme göre çekişmeli taşınmazın üzerinde 150 adet zeytin fidan ve ağaçlarının bulunduğu, sürülerek buğday ekildiği, kuzey ve güney sınırında eski taş duvarlar ve ortasında eski bir ağılın bulunduğu bildirilmiştir. Ayrıca, keşif sonucu alınan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın eğiminin dereye yakın kısımda % 20, diğer kısımlarda % 8 olduğu, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığı, ziraatçı bilirkişi raporunda da taşınmazın doğu tarafında eğiminin % 5-8 batıda dereye yakın tarafta eğimin % 15 - 20 olduğu, tarla tarımı yapıldığı ve içinde 3-5 yaşlı 149 adet zeytin fidanı, 20 adet harnup fidanı ve 20-25 yaşlı 2 adet yaşlı zeytin ağacının bulunduğu, taşınmaz içinde başkaca ağaç ve ağaççık bulunmadığı, toprak orman toprağı yapısında olmayıp 45-50 yıldır kullanılan tarım arazisi vasfında olduğu bildirilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma çekişmeli taşınmazın eylemli orman niteliğinde olup olmadığını belirlemeye yeterli değildir.
Mahkemece 172 ada 1 parsele yönelik dairenin 2010/1070 - 3862 sayılı bozma ilâmına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de dairenin 2010/1070-3862 sayılı bozma kararına konu olan 172 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu yerin benzerlik taşımadığı anlaşılmaktadır. Hazine tarafından 172 ada 9, 10 ve 12 parsellere yönelik olarak kadastro mahkemesinde dava açıldığı, mahkemece davanın husumet yokluğundan reddine karar verildiği ve bu hükümlerin temyiz edilmeksizin kesinleşerek taşınmazların tespit malikleri adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Hazine tarafından 172 ada 7 ve 1 parsellere yönelik olarak Asliye Hukuk mahkemesinde dava açıldığı ve mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün dairenin 04.04.2011 gün ve 2011/4162-3803 ve 25/03/2010 gün ve 2010/1070 - 3862 sayılı kararlarıyla bozulduğu anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmaza komşu 172 ada 2, 3, 4, 9, 10 ve 12 -parsellere yönelik olarak hazine tarafından aynı nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılıp açılmadığı, açılmış ise, bu dava dosyalarının akıbeti araştırılmamıştır.
Bu nedenle; mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu 172 ada 2, 3, 4, 9, 10 ve 12 parsellere yönelik olarak Hazine tarafından ayni nedenle asliye hukuk mahkemesinde dava açılıp açılmadığı araştırılarak açılmış ise, bu dava dosyaları getirtildikten sonra evvelce görev almış bilirkişiler dışında yeniden seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı, bir jeoloji mühendisi ve ziraat mühendisi huzuruyla yapılacak keşifte, en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafı çekişmeli taşınmaz ile bu adadaki tüm parsellere de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş tahdit söz konusu olmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanıp, çekişmeli bu parsellerin tümünün memleket haritasına göre konumu saptanmalı, memleket haritasında bu parsellerin tümünün bulunduğu yer belirlenerek işaret ettirilmeli ve memleket haritası ölçeği büyütülerek aynen bu bölgede bulunan dava konusu parsellerin birleştirilmiş kadastro paftalarına yansıtılıp, memleket haritasında orman olarak gösterilen ve gösterilmeyen yerler kadastro paftası üzerine, yine en az ada ya da birkaç ada bazında kadastro pafta ölçeği memleket haritası ölçeğine eşitlenerek o adadaki tüm parseller memleket haritası üzerine ablike edilerek keşfi ve uygulamayı izlemeye ve denetlemeye elverişli birleşik haritalı rapor alınmalı, ayrıca ziraatçı bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazın fiili durumu, üzerindeki ağaçların cinsi ve yaşları tek tek belirlenerek fiili orman niteliği taşıyıp taşımadığı araştırılmalı, taşınmazın bazı bölümlerinin eğimin % 12"nin üzerinde olduğu belirtildiğine göre, bu bölümler üzerindeki hakim bitki örtüsü tespit edilerek öncesinin orman taprağı olup olmadığı araştırılmalı ve bu konuda bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı; çekişmeli taşınmazın batısında dere mevcut olduğundan jeolog bilirkişi tarafından taşınmazın taşınmazın öncesinin dere yatağı olup olmadığı, dere yatağının yatak değiştirmesi sonucu oluşup oluşmadığı, imar ve ihyanın ne zaman tamamlandığı, imar ve ihyanın tamamlanması tarihinden sonra tespit tarihine kadar taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin yasada belirlenen zamanaşımı süresinin davalı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı ve bilimsel verilere dayalı kapsamlı rapor düzenlettirilmelidir.
Davalı yargılama sırasında 11.03.1951 tarih 1 nolu tapu kaydına dayanmakta olup fenni bilirkişi tarafından dayanılan tapu kaydının 172 ada 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazları bir bütün olarak kapsadığı bildirilmiş olup dayanılan tapu kaydı batısında dere okumakta olup, sabit sınırlı olmadığından tapu kayıt miktar fazlasının sınırda bulunan ormandan açılıp açılmadığı, bu kısmın öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 04/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.