Esas No: 2009/13398
Karar No: 2010/4208
Karar Tarihi: 12.04.2010
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/13398 Esas 2010/4208 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava 15 adet taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece bir kısım parseller yönünden karar kesinleştiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına ... ada ... parsel yönünden aynen taksim suretiyle ... ada bir parsel yönünden de satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından ... ada ... ve ... ada ... parsele yönelik temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin satışına karar verilen ... ada ... parselin satış bedelinin dağıtılmasına ilişkin temyizine gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Olayımıza gelince;dava konusu edilen ve satışına karar verilen ... ada ... parsel üzerinde bulunan ağaçların davalı ...’ya ait olduğu ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/329 esas sayılı mülkiyet tesbiti dosyasında tesbit edildiği gibi bu ağaçların davalıya ait
olduğu bozmadan önceki mahkeme kararında da kabul edilmiştir. Bu durumda yukarda açıklanan esaslar çerçevesinde oran kurularak satış bedelinin bu oranlar esas alınarak dağıtılması gerekirken yazılı şekilde dağıtılması,
3- Davalı vekilinin ... ada ... parsele ilişkin temyizine gelince;
Dava konusu edilen ve aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesine ilişkin ... ada ... parsele ilişkin mahalli mahkemesince verilen karar Dairemizin 17.07.2007 gün ve 7959-8509 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş mahkemece bozmaya uyulmuştur. Bozmadan önce yapılan keşifte teknik bilirkişi olarak bulunan İskender Şahin"e taksim krokisi düzenlettirilmiş ve ek rapor alınmış ise de dava konusu parsellerin 5578 sayılı toprak koruma ve Arazi Kullanım Kanununun ilgili maddelerine göre ifrazlarının mümkün olmadığı ancak 5528 Sayılı Kanunun 2. maddesine göre tarım arazilerinin özelliklerinin ve niteliklerinin belirlenmesi için il ve ilçe tarım müdürlüklerinin görüşü alındıktan sonra işlem yapılabileceğini bildirmiştir. Bunun üzerine mahkemece teknik bilirkişinin düzenlediği ek rapor ve krokisinin imar yasasına uygun olup olmadığı konusunda ... Valiliğine yazılan yazıya verilen 03.06.2008 tarihli cevabı yazıda “dava konusu ... ada ... parselin köyün yerleşik alanı içinde,... ada bir parselin ise köyün yerleşik alanı dışında olduğunu her iki parselinde teknik bilirkişi krokisinde belirtilen şekilde iki kısma ifrazlarının yapılması 3194 sayılı kanunun ifraz şartlarına uygun olduğunu, ancak Tarım İl ve İlçe Müdürlüğünce ... ada ... parselin iki kısma ifrazı uygun görülmesi halinde, her iki parsel için harita mühendisince hazırlanarak imzalanan ifraz planları, tescil beyannameleri, alan ve kordine özet çizelgeleri ile tapu fotokopileri bir dosya halinde İl Özel İdaresine gönderilerek 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu uyaranıca il encümen kararı alınması ile ifraz planının onaylanması gerektiği” bildirilmiştir. Bunun üzerine İlçe Tarım Müdürlüğünden alınan yazı ile birlikte teknik bilirkişi ... tarafından hazırlanan tarihsiz ek bilirkişi ve ekindeki taksim krokisinin imar mevzuatına uygun olup olmadığı ... İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğünden sorulmuş 02.02.2009 tarihli verilen cevabı yazılarında”dava konusu ... ada ... parselin köy yerleşik alanı dışında kaldığını ve bu parselin mutlak tarım arazisi olduğundan iki kısma ifrazının mükün olmadığını, dava konusu ... ada ... numaralı parselin köy yerleşik alanı içinde olduğu ve 3194 sayılı imar kanuna bağlı” plansız alanlar imar yönetmeliği nin 44 ve 45. maddelerine göre ifraz planında görüldüğü şekilde iki kısma ifraz edilmesi uygundur. Bu parselle ilğili olarak hazırlanacak ifraz planının İl Özel İdaresine gönderilerek İl Encümen kararının alınması gerektiği bildirildiği halde ... ada ... parsele ilişkin ifraz planı hazırlayıp İl Özel İdaresine gönderilip İl Encümen kararı alınmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu nedenle yukarda açıklanan nedenle dava konusu ... ada ... parsele ilişkin ifraz planını hazırlattırılıp İl Özel İdaresine gönderilip İl Encümen kararı alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarda 2 ve 3 no"lu bentlerde yazılı nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.