Esas No: 2020/957
Karar No: 2020/5792
Karar Tarihi: 10.12.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/957 Esas 2020/5792 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28.06.2018 tarih ve 2017/443 E. - 2018/209 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 07.11.2019 tarih ve 2018/1587 E. - 2019/1110 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı Eti Gıda San. Ve Tic. A.Ş vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin "FİT" esas ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının 2016/90462 sayılı ve “FİTİXİR” ibareli marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysaki davacının 56 yıldan bu yana özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler vs. ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, “FİT” ibaresini ilk olarak 2000 yılında tescil ettirdiğini ve seri marka oluşturmak amacıyla hareket ettiğini, başvuru markasının davacının markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, taraf markaların aynı emtiaları içerdiklerini, başvuru markasının davacının seri markası olarak algılanacağını ve davacı markalarının tanınmışlığından haksız yararlanacağını, “İXİR” kelimesinin iç feahlatıcı büyülü ilaç anlamına geldiğini ve bunun da 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi uyarınca tanımlayıcı nitelikte olduğunu ileri sürerek 2017-M-8252 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde başvuru markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davalının “FİTİXİR” markası ile hedef kitlesi aktarlar ve lokman hekimler olan içeriği doğal bitkilerden oluşan karışım bitki çayını markalaştırarak satışını yaptığını, kötüniyetinin bulunmadığını, marklar arasında benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu marka işaretinin 556 Sayılı KHK’nın 5. maddesi anlamında “marka” olabilecek işaretlerden olduğu ve 7/1-c maddesi anlamında tescil engelinin bulunmadığı, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı, davacının 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi kapsamında eskiye dayalı kullanım nedeniyle üstün ve öncelikli hakkının bulunmadığı, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, davacının markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 bendi anlamında tanınmış marka olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Patent Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Kararının iptali, markanın tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğüne ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda özetlendiği şekilde davacının “FİT” ana unsurlu markaları ile davalının “FİTİXİR” ibareli başvuru markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Somut olayda davalı tarafından "FİTİXİR" ibaresinin 30/09 sınıftaki “Çaylar, buzlu çaylar” emtialarında tescili için başvuruda bulunulmuş olup, davacının “FİT” ibareli tescilli markaları kapsamında da aynı emtialar yer aldığından taraf markaları arasında emtia benzerliği bulunduğu sabittir.
Markaya konu ibarenin birden fazla sözcüğün bir arada yazılarak oluşturulması halinde ayırt edici unsur değerlendirmesi ve tüketicilerin markayı ne şekilde algılayacakları ayrıca belirlenmesi gerektiği gibi, Dairemiz’in 12.11.2019 tarih 2019/253 Esas 2019/7113 Karar sayılı kararında da belirtiği üzere karıştırma ihtimali değerlendirilirken markaların ilk kısımlarının son kısımlarına göre daha çok göze çarpacağı ve tüketicileri etkileyeceği gözden kaçırılmamalıdır. Bu kapsamda davaya konu başvuru markasında ibare "FİTİXİR" olmakla birlikte, tüketiciler bir bütün olarak anlamı olmayan bu ibareyi "FİT İXİR" şeklinde algılayacaklarından davalı başvuru markasındaki esaslı unsurlardan birinin de “FİT” ibaresi olduğu, bu ibareye eklenen “İXİR” ibaresinin başvuru markasına yeterli düzeyde ayırt edicilik katmadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b bendi uyarınca davalı başvuru markasının davacı markaları ile iltibas tehlikesine yol açacak derecede benzer olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla ilk derece mahkemesince taraf markalarındaki işaretlerin 556 sayılı KHK"nın 8/1-b anlamında benzer olduğu kabul edilerek markalar arasındaki aynı ve ilişkili mal ve hizmetler yönünden bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.