Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9251 Esas 2022/14663 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/9251
Karar No: 2022/14663
Karar Tarihi: 18.10.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9251 Esas 2022/14663 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hüküm temyiz edilmiş ve karar incelenmiştir. Kararda, sanığın savunma hakkının kısıtlanması ve yeni çıkan yasaların sanık lehine hükümler içermesi gibi maddeler ele alınmıştır. Ayrıca, CMK'nun 251. maddesi ve TCK'nun 7. maddesi ile ilgili düzenlemeler incelenmiştir. Hükmün, avukatlık asgari ücret tarifesine uygun olmadığı vurgulanmıştır. Karar, 5320 sayılı Yasa ve 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- 5607 sayılı Yasaya göre dava açılması (3/1 maddesi), ek savunma hakkının kısıtlanması (3/5 maddesi), eşyanın değerine göre ceza indirimi (3/22 maddesi)
- 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen düzenleme
- 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası
- 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi
- CMK'nun 226. maddesi, 251. maddesi, 232/6 maddesi, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesi, 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı (2020/16 Esas, 2020/33 Karar)
- TCK'nun 52. ve 52/2. maddeleri
- 5320 sayılı Yasa ve 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi
7. Ceza Dairesi         2021/9251 E.  ,  2022/14663 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    1-Sanık hakkında 5607 sayılı Yasanın 3/1. maddesi uyarınca dava açıldığı halde, 5271 sayılı CMK'nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinden yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
    2-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    3-Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde düzenlenen suçun üst sınırının iki yıl olduğu gözetilerek;
    17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi'nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye
    yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK'nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    4-Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK'nun 52/2. maddesi yerine TCK’nun 52. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
    5-Kendisini vekil ile temsil ettiren ve katılma kararı verilen Gümrük İdaresi lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara