Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/5433 Esas 2011/5724 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5433
Karar No: 2011/5724
Karar Tarihi: 16.06.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/5433 Esas 2011/5724 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2011/5433 E.  ,  2011/5724 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalı işveren nezdinde Haziran 1995-Nisan 2002 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    Uyuşmazlık, davacının davalıya ait işyerinde 05.02.1997–31.03.2002 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının yazılı delil olarak dayandığı CD kayıtlarının içeriğinin usulsüz hazırlandığı anlaşıldığından ve tanık beyanları da samimi ve inandırıcı bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki, bu tür kanıtların bulunmaması, salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
    Mahkemece yapılacak iş, bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiği gözönünde tutularak, doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle davalı işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar belirlenerek, bu tanıkların bilgilerine başvurmak ve gerektiğinde, davacının tesbitini istediği 05.02.1997–31.03.2002 tarihleri arasında çalıştığını iddia ettiği işyerine komşu olan işyerlerini belediye, emniyet veya jandarma vasıtasıyla saptamak, saptanan bu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişileri, başka bir anlatımla Sosyal Güvenlik Kurumunda kayıtları olan komşu işyeri veya benzer işi yapan işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının bilgilerine başvurulmak ve olabildiğince delilleri toplayıp, bunları birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermektir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.06.1999 gün ve 1999/21-510-527 sayılı, 30.06.1999 gün ve 1999/21-549-555 sayılı, 05.02.2003 gün ve 2004/21-35-64 sayılı, 15.10.2003 gün ve 2003/21-634-572 sayılı kararları da aynı yöndedir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz istemi kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara