Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/8273 Esas 2022/14655 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

HÜKÜM : Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hükümlülük, erteleme, suça sürüklenen çocuk ... hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbiri uygulanmasına, müsadere, at ve arabasının müsaderesine yer olmadığına
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan Gümrük İdaresi’nin temyiz isteminin suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında verilen kararlar ile nakil vasıtası at ve at arabası hakkında verilen karara yönelik olduğu anlaşılmış olup katılan Gümrük İdaresi vekilinin buna yönelik, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiinin ise suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre suça sürüklenen çocukların eylemlerinin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/10. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/1, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin suça sürüklenen çocuklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/1, 3/10, 3/22, 4/2, 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle suça sürüklenen çocukların hukuki durumlarının tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1-5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5. maddesinde düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin, aynı Kanunun 11. maddesi gereğince suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar hakkında uygulanabileceği cihetle suçun işlendiği tarihte 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında, atılı suçtan mahkumiyet kararı yanında 5395 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince de ayrıca tedbire hükmolunması,
2-Mahkemece, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığı ve davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemiş olduğu için ceza sorumluluğu bulunmadığı kabul edilen suça sürüklenen çocuk ... hakkında, açılan dava nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilip, devamında çocuklara özgü güvenlik tedbirine hükmolunması gerekirken yazılı şekilde doğrudan tedbir kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiinin ve katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/10/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında, 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün, suça sürüklenen çocuklar müdafii ile katılan Gümrük İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine, sayın çoğunluğun mevcut bozma nedenlerinin yanı sıra yetersiz sosyal inceleme raporu ile karar verilmesi, işlediği suçun anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olduğunun mahkemece kabulü karşısında ceza ehliyeti de olamayacağından sayı itibariyle toplu kaçakçılık suçunun oluşmayacağının gözetilmemesi gerekçeleriyle de bozulmasına karar verilmesi gerekirken sadece ilamda yazılı gerekçelerle bozulmasına karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki;
1)12-15 yaş grubunda bulunan ... hakkında 01.07.2014 havale tarihli Sosyal İnceleme Raporunda, işlediği suçun anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği konusunda bir değerlendirmenin bulunmadığı, sadece Çocuk Koruma Kanunu’nun 5/1-a bendindeki danışmanlık tedbiri verilmesinin uygun olacağının belirtildiği, uzman doktor ya da Adli Tıp Kurumundan da bu konuda rapor alınmadığının dosya kapsamından anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk ... hakkında işlediği suçun anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği konusunda öncelikle usulüne uygun bir rapor alındıktan sonra karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmemesi;
2)Dairemizin 09.02.2000 tarih ve 1999/7686 E, 2000/1304 k sayılı ilamında da belirtildiği gibi, 12-15 yaş grubunda bulunan ... hakkında işlediği suçun anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olduğunun mahkemece kabul edilmesi karşısında, ceza ehliyetine haiz olmaması nedeniyle kaçakçılık yapma iradesinin mevcut bulunmamasına göre toplu kaçakçılık suçunun yasal unsurlarının oluşmayacağı ve suça
sürüklenen çocuk ... hakkında 5607 sayılı Yasanın 4/2. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi nedeniyle de yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmemesi yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz. 24.10.2022