Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8258 Esas 2012/10589 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8258
Karar No: 2012/10589

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8258 Esas 2012/10589 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/8258 E.  ,  2012/10589 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü, Yokuşbaşı mevki 381 ada 195 ve 202 parseller sayılı 477,96 m2 ve 529,92 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle ...’ın zilyetliğinde olduğu, ancak; sit alanı içinde kaldığından söz edilerek 2863 sayılı Yasanın 11 ve 3402 sayılı Yasanın 18. maddesi gereğince Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece davanın KABULÜNE, tespitinin iptaliyle davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline ilişkin kararı Hazine tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.12.2009 gün ve 2008/15523-18515 sayılı kararı ile özetle; (Kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarıyla eski tarihli haritaların uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla, çekişmeli parsellerin 1966 yılında yapılıp 1969 yalında kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, eski tarihli memleket haritasında beyaz renkli orman dışı alan olarak nitelendirildiğinin bildirildiği, eğimin bildirilmediği, jeolog bilirkişi tarafından da eğiminin soyut olarak %5 olarak bildirildiği, mahkemece bu raporlara değer verilip, eğimin bilimsel yöntemlerle hesaplanmadığı, soyut olarak bildirildiği, rapora eklenen memleket haritası fotokopisinde çekişmeli parsellerin yeşil ile boyanan ve makilik olarak nitelendirilen bölümde işaretlendiği halde, mahkemece bu çelişki ve yetersizlikler üzerinde durulmadığı, bu nedenle mahkemece, önceki bilirkişiler dışında Orman Fakültelerinin Ölçme ve Kadastro Bilim dalında çalışan uzman bilirkişiler arasından seçilecek üç kişilik orman yüksek mühendisi bilirkişi kurulu ve bir harita mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte; yöreye ait bulunabilecek en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı uygulanarak taşınmazların bu belgelerdeki konumunun duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, eski tarihli hava fotoğrafında çekişmeli taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğu, cinsi, yaşı ve kapalılık derecesi belirlenmesi, taşınmazların doğal eğiminin bilimsel ve objektif verilere göre bölgeye ait ve fotogometri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ve 1/25000 ölçekli münhanili haritalar ile varsa topoğrafya haritalarından yararlanılmak suretiyle sağlıklı biçimde hesaplanması, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 14 ya da 15 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazların tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı, uygulanan memleket haritası ölçeği büyütülerek renklendirilmiş örneği üzerine taşınmazların konumu aynen işaretlenecek şekilde bilirkişilere ortak imzalı rapor ve kroki düzenlettirilmesi, eğimin %12’yi geçmesi halinde funda ve maki ile örtülü alanların muhafaza makisi olması, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 1/j maddesi kapsamı dışında orman sayılan yer olduğu, 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7 ve devamı maddeleri ve
    Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesi gereğince eğimi %12"yi geçen yerler orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığından aynı yönetmeliğin 26/i bendi gereğince orman olarak sınırlandırılabileceği hususlarının gözönünde bulundurulması” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan araştırma sonunda bu kez davanın REDDİNE, çekişmeli Söğüt köyü, 381 ada 195 ve 202 sayılı parsellerin tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... köyünde ilk orman kadastrosu tespit tarihinden önce 1966 yılında seri sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması yapılıp, 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiştir. 1991 yılında da orman tahditinin aplikasyonu ve 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması yapılmıştır.
    Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan araştırma, keşif ve bilirkişi raporlarıyla, çekişmeli parsellerin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakılmış olsa bile, yüksek eğimli makilik nitelikli orman alanı olduğu gibi, orman içi açıklığı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmişse de; kesinleşmiş orman kadastro tutanakları ve haritası ile en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları ile 1996 yılında düzenlenen memleket haritasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen orman uzmanı bilirkişi raporuyla çekişmeli parsellerin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, uygulanan eski tarihli harita ve fotoğraflarda orman olarak nitelendirilmediği, tarım alanı olarak kullanıldığı, komşulardan dava dışı aynı ada 200 sayılı parselin Hazine adına tespitine ..."in itiraz ve davası kabul edilerek bu şahıs adına tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği, komşulardan dava dışı 201, 203, 239 ve 241 sayılı parsellerin gerçek kişilerin zilyetliğinde olduğu, ancak; doğal sit alanında kaldığından Hazine adına tespitlerinin itirazsız kesinleşerek kültür alanı olarak tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
    Keşif ve bilirkişi raporları ile belirlenen toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi özellikle komşu parsellerin bir kısmının kesinleşen hukuki durumlarına göre, çekişmeli parsellerin orman içi açıklığı olduğu ya da eylemli orman alanı olduğu söylenemeyeceği bu yöndeki mahkeme kabulü doğru olmadığı gibi, çekişmeli parsellerin yeni tarihli hava fotoğrafları ve uydu fotoğraflarında ne şekilde görüldüğü de araştırılmamıştır.
    Gerek, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, gerekse; bu kanun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, keşif ve bilirkişi delili, taktiri delil olarak düzenlenmiştir. Hâkim genel hukuk bilgisi ile çözemeyeceği, teknik konularda bilirkişi deliline başvurabilecektir. Hâkim sunulan bilirkişi raporlarını ile bağlı olmayıp, bu raporları iddia ve savunma doğrultusunda serbestçe takrir ederek, karar verecektir. Hâkim tarafından keşif ve bilirkişi raporlarını yeterli olmadığı belirlendiği taktirde yapılacak iş, tarafların istemi halinde bilirkişilerden ek raporlar almak ya da, yeniden keşif yaparak bilirkişi raporları almaktır. Hâkim yeterli olmadığını düşünerek keşif ve bilirkişi deliline başvurduğu konularda, bu delilleri yok sayarak, aynı konularda yaptığı kendi değerlendirmelerine dayalı olarak hüküm veremez.
    O halde, mahkemece en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanaklarının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu parseller ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip parsellerin niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar, ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu parsellerin 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı
    Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli parsellerin konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, çekişmeli parselin, öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, Somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca; parsellerin eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, Keşif sırasında parsellerin çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, 3402 sayılı Yasanın 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının davacı ve davalı gerçek kişiler ile ortak murisler yönünden araştırılmalı, aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tespit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu parsellerin sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin dosya kapsamı ile bağdaşmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran ..."e iadesine 25.09.2012 günü oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara