Esas No: 2013/17965
Karar No: 2013/28404
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/17965 Esas 2013/28404 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, mali müşavir olduğunu, davalı ile aralarında düzenledikleri 15.7.2002 tarihli ve 30.1.2003 tarihli iki ayrı sözleşme gereğince davalıya hizmet verdiğini, bu sözleşmelerden doğan alacağının tahsili amacı ile hakem heyetine başvurduğunu, hakem heyetinin 30.1.2003 tarihli sözleşmeye dayalı olan alacağının tahsiline karar verdiğini, ancak 15.7.2002 tarihli sözleşmede hakem şartı bulunmadığı için bu sözleşme yönünden hüküm kurmayarak yetkili olmadığına karar verdiğini, oysa ki anılan 15.7.2002 tarihli sözleşme gereğince 2003 yılının Ocak ayından Temmuz ayına kadar 7 aylık dönemin KDV raporlarını hazırlayıp, ilk 4 aya ait raporları vergi dairesine teslim ettiğini, davalının talebi üzerine hazırladığı bakiye 3 ayın (Mayıs, Haziran, Temmuz 2003) raporlarını kuruma teslim etmediğini, bu raporlar nedeniyle 4,425.00 TL alacağının bulunduğunu, bundan sonra da yine 2003 yılının Ağustos-Aralık ayları için rapor çalışması yaptığını ve emek harcadığını ileri sürerek bu aylar içinde 4.000.00 TL olmak üzere toplam 8.425.00 TL.nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının vergi dairesine yılda bir kez KDV iadesi raporu vermesi gerekirken, her ay için ayrı ayrı rapor verdiğini, bu suretle kendisinden fazla ücret aldığını, 2003 yılı 4.ayına kadar verilen raporların ücretini ödediğini, bundan sonra bir hizmet vermediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
2013/17965-28404
Mahkemece, bilirkişi çoğunluğunca hazırlanan 7.5.2012 tarihli rapor esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Hükme esas alınan çoğunluk bilirkişinin hazırladığı raporda her ne kadar davacının 2003 yılının ilk 4 ayının raporunu düzenleyip vergi dairesine verdiği, bunun ücretini de aldığı, bu aydan sonrası için hazırladığı raporları dava dışı idareye teslim ettiğini ispat edemediği belirtilerek davacının talepte bulunamayacağı yönünde görüş bildirilmiş; mahkemece de bu rapor benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de diğer bilirkişi Kaan Azak, aynı tarihte düzenlediği ayrık raporunda çoğunluk görüşüne katılmamış; davacı da hükme esas alınan bu rapora itiraz etmiştir. Diğer taraftan davalı davacıya gönderdiği 15.4.2004 tarihli ihtarnamesinde "2003 yılına ait 7.dönem tarafınızdan incelenmiş ve düzenlenen 4.döneme ait raporlar vergi dairesine tevdi edilmiştir" şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu beyan kendisini bağlar. Hal böyle olunca, itiraza uğramış çoğunluğun oluşturduğu bilirkişi raporuna itibar edilemez. Bu durumda mahkemece, 1999/2 sayılı Vergi Denetim ve Koordinasyonu İç Genelgesinin temininden sonra dosya yeniden konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek anılan Genelge, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri yine taraflar arasında görülüp kesinleşen ... 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/792 esas sayılı dava dosyası, 15.4.2004 tarihli ihtarname ve tüm deliller ayrı ayrı incelenmek ve davacının hükme esas alınan 7.5.2012 tarihli rapora yaptığı itirazları da karşılanmak suretiyle yeni bir rapor alınmalı, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemenin, bu yönler gözardı ederek yetersiz bilirkişi raporunu esas alarak, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 21.15 TL harcın istek halinde iadesine, 18.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.