Esas No: 2021/9469
Karar No: 2022/15086
Karar Tarihi: 27.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9469 Esas 2022/15086 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/9469 E. , 2022/15086 K.Özet:
Mahkeme, bir kişinin 5607 sayılı yasaya muhalefet suçundan verilen hapis cezası, müsadere ve hükümlülük kararını görüştü. Temyiz talebi sonucunda, suç tarihi ve ele geçirilen eşyanın niteliği açısından sanığın yasaların farklı maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, sanık lehine olan düzenlemelerin dikkate alınması, uygun hükümle karar verme yükümlülüğünün yerel mahkemede olduğu ifade edildi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bir kararı da referans alınarak, sanığın suçu işleme kararını icra etme niyeti olup olmadığı ve TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışıldı. Gümrük İdaresi'nin katılma talebi karşılık buldu ancak zarar görmeyen bir kişi lehine hüküm verilirken, suça konu kaçak sigaraların müsadere talebi bulunmamasına rağmen müsadere edildi. Hapis cezasına mahkum olan sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmediği belirtildi. 6455, 6545, 7242 sayılı yasaların ilgili maddeleri kararın değerlendirilmesinde kullanıldı.
Kanun maddeleri:
- 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi
- 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi
- 5607 sayılı Yasanın 3/5, 3/10, 3/10 son madde ve fıkraları
- 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.\"
- 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra
- 5237 sayılı TCK'nun 7
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan ... İdaresi vekilinin temyiz talebinin vekalet ücretine hasren olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
1)Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10, 3/10 son madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18 maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/10 son, 3/22, 5/2 maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası nazara alınarak sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2)Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK.nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 07.05.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 17.10.2014 olduğu,
Sanığa ait Dairemizde 2019/8813 Esas sayılı dosyada Çerkezköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/621 E., 2014/916 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 09/07/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 27/10/2014 olduğu,
Anılan dosyada sanığın eyleminin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, anılan dosyanın incelenip, gerektiğinde birleştirilerek sanığın bu eylemi bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve hakkında TCK.nun 43. maddesi uyarınca zircirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3)Suçtan zarar görmeyen ...'nun davaya katılmasına karar verilerek lehine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
4)Suçtan doğrudan zarar gören ve katılma hakkı bulunan Gümrük İdaresi'nin katılmasına karar verildiği halde lehine karar tarihi itibariyle maktu vekalet ücreti verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5)İddianamede suça konu kaçak sigaraların müsaderesi talep edilmediği halde, ek savunma hakkı tanınmadan müsadere kararı verilmesi,
6)Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olarak 5237 sayılı TCK'nun 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık ile katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.