Esas No: 2021/9337
Karar No: 2022/15365
Karar Tarihi: 31.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9337 Esas 2022/15365 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/9337 E. , 2022/15365 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hüküm temyiz edilmiştir. Suç, 5607 sayılı yasaya muhalefettir ve hükümlülük ile müsadere getirilmiştir. Karar incelendikten sonra, suçun tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği göz önünde bulundurularak sanığın eylemi 6455 sayılı yasa ile değişik 5607 sayılı yasanın 3/18. maddesi kapsamında kalmaktadır. Ancak, 6545 ve 7242 sayılı yasaların yürürlüğe girmesiyle sanığın hukuki durumu değişmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararlarına göre, suçun işleniş biçimi, işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği ve olayların diğer özellikleri birlikte değerlendirilmelidir. Sanığın diğer dosyalarda da benzer suçlar işlediği göz önüne alınarak, eylemlerinin zincirleme şekilde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmelidir. Karar bozulmuştur ve 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması gerekmektedir. Kanun maddeleri olarak ise 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18, 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2. maddeleri, 6545 sayılı Yasa, 7242 sayılı Yasanın 61. ve 62. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın Geçici 12. maddenin 2. fıkrası yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1.Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18-son maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2.Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08/04/2014 tarih, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16/05/2017 tarih, 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelemesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 30/05/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 03/09/2014 olduğu,
Sanık hakkında Şemdinli Asliye Ceza Mahkemesinde aynı tür suçtan açılan ve halen derdest olan mahkemenin 2015/76 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 20/04/2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 19/12/2014 olduğu,
Sanık hakkında Şemdinli Asliye Ceza Mahkemesinde aynı tür suçtan açılan ve halen derdest olan mahkemenin 2015/171 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 05/04/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 02/02/2015 olduğu,
Sanık hakkında Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinde aynı tür suçtan açılan ve halen derdest olan mahkemenin 2020/1678 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 10/06/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 19/01/2015 olduğu,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2022/126917 sırasında kayıtlı Şemdinli Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2021/299 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 25/02/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 24/02/2015 olduğu, anlaşılmakla;
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihlerine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3.Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.