Esas No: 2011/4128
Karar No: 2011/4714
Karar Tarihi: 17.05.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/4128 Esas 2011/4714 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, ilk kesinti tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava: davacının ilk tevkifat tarihinden dava tarihine kadar 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece: İlk tevkifat tarihini takip eden aybaşı olan 01.08.1996 ile dava tarihi 20.12.2006 tarihleri arasında kalan sürede davacının 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitine karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan Bağ-Kur çiftçi primleri tevkifat bildirimine ilişkin liste ile anılan listeyi düzenleyen firmanın mahkemeye cevabına göre 22.07.1996 tarihinde kurum hesabına yatırılan kesintinin, "1959 doğumlu, ... oğlu, ... köyünden ...’dan" yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ...’ın ise dosyadaki nüfus kaydına göre baba adı “... ”, doğum tarihinin ise 1950 olduğu görülmektedir. Hal böyle olunca 22.07.1996 tarihli kesintinin davacıya ait olup olmadığı yöntemince araştırılmadan, bu kesintinin davacıya ait olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş kamu düzenini yakından ilgilendiren bu tür davalarda gösterilmesi gereken özen gereğince, sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle 22.07.1996 tarihli kesintinin adına yapıldığı bildirilen ... köyünden ... oğlu 1959 doğumlu ...’a ait nüfus kaydının bulunup bulunmadığı Nüfus Müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca mahallen zabıta aracılığı ile bu kimlik bilgilerine sahip kişilerin bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve bu kesintinin davacıya ait olup olmadığı, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ve her türlü delille araştırılarak sonuca gidilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.09.2007 gün ve 2007/21-600E,2007/604K. Sayılı kararı da aynı yöndedir. Öte yandan 22.07.1996 tarihinde kurum hesabına yatırılan kesintide sözü edilen kişiye ait nüfus kaydının bulunduğunun belirlenmesi durumunda, dava anılan kişinin hak alanını da ilgilendireceğinden davacıya davayı bu kişiye ölmüşse mirasçılarına yöntemince yöneltilmesi için önel vermek, bu kişinin de beyanını alıp bildireceği deliller toplandıktan sonhra çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Kurumun öteki itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 17.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.