Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/11275 Esas 2011/4681 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/11275
Karar No: 2011/4681
Karar Tarihi: 15.11.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/11275 Esas 2011/4681 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2011/11275 E.  ,  2011/4681 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 6. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 16/12/2010
    NUMARASI : 2010/294-2010/704

    İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı vekili, feshin geçersizliğine ve davacının  işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının iş akdi fesih bildirimini imzalamaktan imtina ettiğini, işverenin ekonomik krizden ötürü küçülmeye gitmesinden dolayı  davacının istihdam fazlalığı  olduğunu ve akdin feshi zorunluluğu doğduğunu belirterek davanın reddini talep  etmiştir.
    Mahkemece,davalı tarafça davacının çalıştığı birimin kapatılması sonucu istihdam fazlalığı olduğundan bahisle iş akdinin sona erdirildiğinin savunulduğu ancak davalı işveren tarafından bu durumu ortaya koyacak kesin, yeterli, inandırıcı deliller sunulamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
    İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır.
    İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
    Somut uyuşmazlıkta davalı işveren  davacının  iş  sözleşmesinin  feshinin  18.02.2010
    tarihinde feshedildiğini, davacının tebliğden imtina ettiğini, bu konuda tutanak tutulduğunu savunmuş ve belgeleri sunmuştur. Dava 14/04/2010 tarihinde açılmıştır. Tebliğden imtina tutanağının tutulduğu tarihe göre dava bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmamıştır. Bu nedenle fesih bildiriminin 18.02.2010 tarihinde yapılıp yapılmadığı, davacının tebliğden kaçınıp kaçınmadığı tutanak tanzimcisi tanıklar ve tarafların bu konudaki diğer delilleri toplanmalı, buna göre davanın süresinde açılıp açılmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Davanın süresine açılıp açılmadığı üzerinde durulmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    Şayet yapılacak inceleme sonucu davanın süresinde açıldığı kabul  edilir ise, işletme gereklerinin feshi geçerli kılması için, öncelikle üretimi daraltma uygulamasının kalıcı olması gerekir. Ayrıca, işveren kararının uygulanması  sözleşmenin feshini objektif olarak gerekli ve kaçınılmaz hale getirilmelidir. Bu açıdan salt bazı ekonomik güçlüklerin ortaya çıkması feshin gerekli ve kaçınılmaz olduğunu göstermez. İşçinin çalışma olanağının kesin ve sürekli olarak ortadan kalkmış olması gerekir. Bu bağlamda işveren işçinin çalışma olanağının neden ve nasıl ortadan kalktığını, feshe son çare olarak başvurduğunu somut şekilde açıklamalı ve kanıtlamalıdır.
    Mahkemece  yapılacak iş; işverenin üretimi daraltma uygulamasının kalıcı olup olmadığı, bu karar sonucunda işçi çıkartılmasının gerekli bulunup bulunmadığı, davalı işverence fesihten önce ve sonra yeni işçi alınıp alınmadığı, feshin son çare olması ilkesinin göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı hususlarını kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturacak bir bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara