Esas No: 2022/3917
Karar No: 2022/15710
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/3917 Esas 2022/15710 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/3917 E. , 2022/15710 K."İçtihat Metni"
Çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davasına ilişkin şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine dair İZMİR 4. İcra Ceza Mahkemesinin 16/09/2021 tarihli ve 2020/355 esas, 2021/478 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 16.03.2022 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2022 tarihli ve KYB. 2022-43519 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
5941 sayılı Çek Kanunu'nun "Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı" başlıklı 5. maddesinde yer alan "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur...Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır..." şeklindeki ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 347. maddesinde yer alan "Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer." şeklindeki düzenlemeler uyarınca, yargılamaya konu suç açısından şikâyet süresi 3 ay olup, bu sürenin öğrenme ile başlayacağı,
Dosya kapsamına göre, dava konusu çekin 10/03/2020 tarihinde şikâyetçi tarafından bankaya ibraz edildiği, ibraz ile beraber şikayet süresinin başladığı, müşteki vekilinin de esasen 3 ay süre geçtikten sonra 07/08/2020 tarihinde şikayette bulunduğu kabul edilerek mahkemece şikayetin süresinde yapılmadığından bahisle reddine karar verilmiş ise de,
26/03/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Geçici 1. maddesinde yer alan, "...Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren... 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur..." şeklindeki düzenleme ve bu durdurulan sürelerin 15/06/2020 tarihine kadar uzatıldığına ilişkin 30/04/2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 1. maddesindeki "Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla; 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 1/5/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15/6/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır." şeklindeki düzenleme birlikte
değerlendirildiğinde, söz konusu sürelerin durma sürelerini takip eden günden itibaren işlemeye başlayacağı nazara alındığında, somut olayda 3 aylık şikayet süresinin 15/06/2020 tarihinden itibaren başlayacağı ve bu itibarla 07/08/2020 tarihinde yapılan şikayetin süresinde olduğu gözetilmeksizin, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden, İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 16/09/2021 tarih, 2020/355 Esas – 2021/478 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.